MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... vekili avukat ... gelmiş, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak sözleşme konusu taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığını, sözleşme nedeniyle masraflar yaptığını ve sözleşme ifa edilseydi, davacının dört adet daire alacağını ileri sürerek, müvekkilinin uğradığı zararın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının hiçbir masraf yapmadığını, edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, sözleşmeye konu arsaya tek başına inşaat izni verilmediği, komşu parsellerle tevhidinden sonra inşaat yapılabileceği, sözleşmenin imara aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Taraflar arasında resmi şekline uygun 17.03.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı çekişmesizdir. Sözleşme konusu 18 parsel sayılı taşınmaz, davalıya aittir. Davalı arsa sahibi, sözleşmeden kısa süre sonra, 04.06.2009 tarihinde, taşınmazını tümüyle feri müdahil ...'a, o da, 13.10.2009 tarihinde diğer feri müdahil ...'a satmıştır. Bilahare, taşınmaz, komşu parsellerle tevhid edilerek, dava dışı bir başka yüklenici marifetiyle üzerine inşaat yapılıp, yapı kullanma izni alınmıştır.Sözleşme uyarınca, arsayı, hukuki ve fiili ayıptan ari şekilde teslim etme borcu, kural olarak, arsa sahibine aittir. Dosyaya ibraz edilen, taşınmazın imar durumuna ilişkin belgeden, sözleşme tarihi itibariyle, 18 parsel sayılı taşınmazın üzerine tek başına inşaat yapılamayacağı, komşu 16 ve 17 parseller ile tevhid edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davacı yüklenicinin, ...'nun 471/2, ...'nun 18/2 maddeleri gereğince basiretli bir tacir olarak , davalı arsa sahibinin ise, tapu maliki sıfatıyla, bu hususları bilmediği düşünülemez. O halde, tarafların iradesi ile sözleşme konusu inşaatın, taşınmazın komşu parsellerle tevhidi sonucu yapılabileceğinin kararlaştırıldığını kabul etmek gerekir. Ne var ki, davalı arsa sahibi, .../...yüklenicinin tevhid işlemleri için sarf etmesi gereken makul süreyi beklemeksizin, sözleşmeden çok kısa süre sonra, arsasını, üçüncü kişiye satmış, satın alan üçüncü kişi ise, yüklenicinin sözleşmenin benimsenip benimsenmediği yönünde gönderdiği ihtarnameye olumlu cevap vermemiştir. Şu halde, sözleşme, davalının kusuru ile sona ermiştir ve davalı, ...'nun 125/3. (BK.md. 108/2) maddesi uyarınca yüklenicinin yaptığı faydalı masraflar ile kullanılabilecek işler bedelini ve ayrıca uğradığı kar kaybını da davacıya ödemek zorundadır. Hal böyle iken, mahkemece, tarafların hukuki durum ve yükümlülükleri gözardı edilerek, hatalı yorumla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Kabule göre de, sözleşme geçersiz olsa dahi, taraflar, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri alabileceklerinden, yüklenicinin, emlak vergisi ödediğine dair iddiasının, mahkemece hiç değerlendirilmemesi de hatalı olmuştur.Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.