Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1424 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10151 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi...Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, arsa sahibi müvekkili ile davalılar arasında 19.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin üzerinden 6 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen sözleşmede belirtilen binayı yapmak için davalıların müvekkil dışında hiçbir arsa sahibi ile anlaşma yapmadığı gibi inşaata başlamak için ruhsat dahi almadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile, manevi tazminat ile cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, davacının arsası üzerine tek başına inşaat yapma imkanı bulunmadığını, bir çok parselin birleşmesiyle edimin ifasının mümkün olduğunu, bu hususun baştan beri taraflarca bilindiğini ve bu sebeple edimin ifasının diğer parsel sahipleriyle anlaşma şartına bağlandığını, sözleşmeden dönen tarafın ceza-i şart talep etmesinin mümkün olmadığını, manevi tazminat talebinin de hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme gereğince inşaata fiilen başlanabilmesi için komşu parsel sahipleri ile de sözleşme yapılması gerektiği, davalının diğer arsa sahipleri ile anlaşma yapabilmek için herhangi bir girişimde bulunduğuna ilişkin delil sunulmadığı, dava tarihine kadar geçen altı yıl boyunca halen inşaata başlanılmadığı, sözleşmede işe başlama süresi açıkça belirtilmemiş ise de yüklenicinin makul bir süre içinde işe başlaması gerektiği, davacının arsasını sözleşmeye uygun olarak inşaat yapılması için davalıya terk ettiği, davalının sözleşme süresinin başlamasını sağlayacak şekilde ruhsat dahi almadığı, sözleşmedeki inşaat yapım süresinin başlamadığı yönündeki savunmanın TMK'nın 2. maddesine aykırı olduğu, sözleşmenin ifası mümkün olmadığından sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın istenemeyeceği, davacının manevi zarara uğradığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, sözleşmenin feshine, cezai şart ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davada, taraflar arasındaki 19.03.2007 günlü düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi, cezai şart ve manevi tazminatın tahsili istenmiş olup; manevi tazminat ve cezai şart talepleri için 10.000,00 'er TL değer gösterilerek toplam 20.000,00 TL üzerinden harç yatırılmıştır. Geriye etkili fesih talebi için ise harç alındığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca dava dilekçesinde yer alan bir istem hakkında yargılama yapılması için harcının yatırılması zorunludur. Aksi takdirde müteakip işlemlerin yapılması mümkün değildir. Hal böyleyken mahkemece, geriye etkili fesih talebi hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Kabule göre de; taraflar arasındaki 19.03.2007 tarihli sözleşme konusu kadastro parseli niteliğindeki 2883 ada 8 numaralı parselin, komşu yedi adet parsel ile tevhit edilip imar parseline dönüştürülmesinden sonra yapı ruhsatı alınarak inşaata başlanacağı kararlaştırılmış olmasına rağmen, sözleşmede yazılı parsellerin imar durumu getirtilerek, tevhit edilme imkanının bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, yani sözleşmenin, düzenlendiği tarih itibariyle geçerli olup olmadığı (ifasının mümkün olup olmadığı) üzerinde durulmadan, sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti halinde ise fesih kararı verilmeyip geçersizliğin tespitine karar verilebileceği gözetilmeden sonuca ulaşılması ile harcı yatırılmayan fesih talebinin kabulü nedeniyle davalı taraf aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi de yerinde görülmemiştir. Izah edilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıdan alınmasına, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.