Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 139 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve tazminata ilişkin asıl ve birleşen dava ile tazminata ilişkin karşı davanın bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 18.05.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkilinin işi bitirerek iskân ruhsatı alınmış vaziyette davalı arsa sahibine dairelerini teslim ettiğini, ancak davalının bugüne kadar müvekkiline düşen daire ve dükkanların tapularını devretmediğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmeye göre müvekkiline isabet eden 1, 3, 4 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, 10.000,00 TL manevi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, bina ve bağımsız bölümlerde eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, öte yandan sözleşmede arsa sahiplerinin 3 adet dükkandan istediklerini seçebileceklerinin düzenlendiğini, oysaki davacı yüklenicinin 8 no'lu dükkanı daha büyük inşa edip, arsa sahiplerine geriye kalan iki adet dükkanı teklif ederek seçim haklarını kısıtladığını, davanın açılmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş; karşı davada ise, arsa sahiplerinin dükkanlara ilişkin henüz seçim hakkını kullanmadığını, buna rağmen davalının 8 no'lu dükkanı daha büyük yaparak kiraya verdiğini, bina ve bağımsız bölümlerdeki eksik ve ayıplı imalatların giderilmesi bedelinin 1.894,00 TL olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin seçim hakkını diğer arsa sahibi birlikte 3 dükkan üzerinde kullanmasına karar verilmesini, müvekkilince 8 no'lu dükkanın tercih edilmesi halinde davalının elde ettiği kira geliri ile eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için 1.894,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 18.05.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkilinin işi bitirerek iskân ruhsatı alınmış vaziyette davalı arsa sahibine dairelerini teslim ettiğini, ancak davalının bugüne kadar müvekkiline düşen daire ve dükkanların tapularını devretmediğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmeye göre müvekkiline isabet eden 1, 3, 4 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, 10.000,00 TL manevi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, asıl ve birleşen davada, 1.140,00 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin birlikte ifa kuralı gereğince davacı tarafından davalılara ödenmesi koşuluyla, 1, 3, 4 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerin davalı arsa sahipleri adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı yüklenici şirket adına tesciline, asıl davada koşulları oluşmadığından maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, karşı davada davacı ...'ın 8 no'lu bağımsız bölümünün seçimine ilişkin bedel farkı ödeyerek tercih hakkı kullanılması ve yine bu bağımsız bölüme ilişkin elde edilen kira geliriyle ilgili karşı davasının reddine, yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline dair verilen kararın, asıl davada davalı-karşı davada davacı ... vekili ile birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 17.10.2012 tarih ve 3354 E, 6504 K. sayılı ilamıyla, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile, karşı davada ...'ın eksik ve kusurlu işler bedeline ilişkin talebi hakkında bir hüküm kurulmadığı gibi, 1.140,00 TL tutarındaki eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsilinin isteyebileceği kabul edilerek, yüklenicinin davasında bu miktarın ödenmesi koşuluyla birlikte ifaya karar verildiği halde, davada vekille temsil olunan ... lehine vekalet ücreti verilmediği, o halde eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsili için karşı davacı tarafından açılan davada mahkemece ayrıca bir hüküm kurulması gerektiği belirtilerek karşı davada davalı yararına; asıl davada davalı ... ile birleşen davada davalı ... aleyhine yüklenici davacı şirket tarafından açılan davalarda, eksik ve kusurlu işler bedelini ödemeyen yüklenici şirketin tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı, mahkemece birlikte ifaya karar verilmiş bulunmasına göre davalı arsa sahiplerinin aleyhlerinde dava açılmasına sebebiyet vermedikleri, bu durumda arsa sahiplerinin yüklenici tarafından açılan davalarda yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağının gözetilmemesinin de doğru olmadığı belirtilerek asıl ve birleşen davada davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın birlikte ifa yoluyla kabulüne, karşı davada hüküm altına alınan bedelin davalı ...'a ödenmesi halinde, 1, 3, 4 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerde davalı ... adına olan hisselerin iptali ile davacı şirket adına tesciline, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile davacı ...'ın hissesine düşen 569,08 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin davalı şirketten tahsiline, birleşen davanın birlikte ifa yoluyla kabulüne, 570,92 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin ödenmesi halinde, 1, 3, 4 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerde davalı ... adına olan hisselerin iptali ile davacı şirket adına tesciline, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, asıl ve birleşen davada bozma öncesinde verilen kararda kesinleşen hususlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davalı-karşı davada davacı ... vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.