MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 2007 yılında üye olduğunu, kooperatiften ayrıldığı 2010 yılı Ocak ayına kadar ödemelerini düzenli olarak yerine getirdiğini ancak davalının sözleşme gereği üzerine aldığı inşaatların belirlenen süre içerisinde bitirilip hak sahiplerine teslimi borcunu yerine getirmesinin mevcut duruma göre mümkün olmadığını, aidatlar toplandığı halde kooperatifin edimlerini yerine getirmekten çok uzak olduğunu, davacının davalıya toplam 22.150,00 TL aidat ödediğini, mevcut alacağın yargılama sonucunda ortaya çıkacağını ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL'nin davalının temerrüde düştüğü 01.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, genel kurul kararı uyarınca ortaklıktan ayrılan üyelere yapılacak ödemenin 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 2010 yılı bilançosuna göre ayrılan ortaklara 1.977.700,00 TL borcu olduğu, 2009 yılında 118 olan ortak sayısının 2012 yılında 58'e düştüğü, ayrılan ortaklara verilen senet ve senetsiz borç listesi dikkate alındığında genel kurulca ödemelerin 3 yıl ertelenmesi yönünde alınan kararın yerinde olduğu, ödemelerin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürdüğü sonucuna varıldığı,davacının 2010 yılı Ocak ayında ortaklıktan ayrıldığı, ayrıldığı yıl bilançosunun 06.03.2011 tarihinde genel kurulda görüşülerek kabul edildiği, alacağın 06.04.2011 tarihinde doğduğu anlaşılmış ise de genel kurulda ortaklara yapılacak ödemelerin 3 yıl ertelenmesi yolunda karar alındığından alacağın dava tarihi olan 19.09.2011 tarihinde henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, istifa eden davacının çıkma payı alacağının tahsiline ilişkindir. Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15/1. maddesi hükümleri gereğince, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun'un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yılı aşmamak üzere geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Somut olayda, davacının istifa ettiği 2010 yılına ilişkin bilançoyu tasdik eden 06.03.2011 tarihli genel kurul toplantısında ayrılan ortaklara aidatların ödenmesinin üç yıl ertelenmesine karar verildiği ve ödemelerin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, varsayımlara dayalı olup, hüküm kurmaya da elverişli değildir. Mahkemece, davacı ve erteleme kararının verildiği 06.03.2011 tarihli genel kurula kadar çıkan diğer ortaklara yapılacak ödemelerin de kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği hususunun belirlenmesi bakımından değerlendirilmesi, kooperatifin gelirlerinin de nazara alınması ve bu hususlarda kooperatif ve muhasebe konusunda uzman bir bilirkişi kurulundan, kooperatife ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak, kooperatifin mali durumunu ayrıntılı bir şekilde inceleyen, ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınması, erteleme kararının yerinde olup olmadığının, dolayısıyla davanın erken açılıp açılmadığının üzerinde yeterince durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca kooperatifin borçları üzerinde duran, gelirleri konusunda araştırma içermeyen ve anılan genel kuruldan sonra 2012 yılına kadar kooperatiften ayrılan ortaklara yapılacak ödemeleri de dikkate almak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.