MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalılar vekili ve katılma yolu ile davalı-karşı davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl davada birinci seçenek olarak sözleşmenin yüklenici temerrüdü nedeniyle hükümsüz kaldığının tespiti ile yapılan tüm imalâtın 09.08.2004 tarihli ek sözleşmenin 2. ve 3/1. maddeleri uyarınca cezai şart olarak davacı arsa sahibine bırakılması, bu mümkün olmazsa ikinci seçenek olarak teslimde gecikme nedeniyle kira tazminatı, 01.03.2000 tarihli sözleşmenin 6. maddesi uyarınca yapım süresince taşınmaz üzerindeki eski binanın tahliye tarihinden itibaren ödenecek kira tazminatı ve eksik bırakılan işler için ifaya izin istenmiş, dava ıslah edilerek yapılması gerektiği halde yapılmayan ilave kattan dolayı 8 adet bağımsız bölümün yükleniciye ait bağımsız bölümlerden mahsup edilmek suretiyle verilmesi istenmiştir. Cevapla açılan karşı davada ise, sözleşme uyarınca verilmesi gereken bağımsız bölüm tapularının verilmemesi nedeniyle uğranılan finansman kaybı zararının tahsili istenmiştir. Mahkemece asıl davada her iki kira tazminatı isteminin kısmen kabulüne, ifaya izin isteminin reddine, karşı davada ise davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 21.03.2012 tarih ve 2011/876 E., 2012/1782 K. sayılı ilamıyla,... Belediye Başkanlığı’nın 08.12.2010 günlü yazılarından yapılan inşaatta ruhsat ve ekli projesine aykırı bir durum görülmediğinin bildirilmiş olmasına, inşaatın getirildiği seviye ile arsa sahipleri vekâlet verilmesi ve ferağ borcu yönünden karşı davalının keşide ettiği 26.09.2008 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile temerrüde düşmüş olduklarından ifaya izin talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, davacı ve karşı davalı arsa sahiplerinin tüm, davalı ve karşı davacı yüklenicilerin diğer temyiz itirazları reddedilerek, kira tazminatına ilişkin arsa sahipleri isteminin 26.08.2008 tarihi ile 10.10.2008 tarihi arasındaki dönem için hükmedilmesi, kira tazminatı ile sözleşme ile kararlaştırılan 5.000,00 USD'lik alacağa davanın açıldığı tarihten faiz yürütülmesi gerekçeleriyle bozulmuştur. Bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında, karşı davacı vekili davanın işlemden kaldırılmasını istemiş, alınan ek bilirkişi raporuna göre, kira tazminatı bakımından davacı arsa sahiplerinin 01.10.2008 tarihinde temerrüde düştükleri, buna göre kira tazminatı miktarının 44.400,00 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 44.400,00 TL kira tazminatı ile 5.000,00 USD alacağın dava tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline, karşı davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Kararı, davacı-karşı davalılar vekili ve katılma yolu ile davalı-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir. 1)Kararı katılma yolu ile temyiz eden davalı ve karşı davacılar vekilinin temyiz istemi bakımından;Davacı ve karşı davalılar vekilinin temyiz dilekçesi, davalı ve karşı davacılar vekiline 18.03.2014 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davalı ve karşı davacılar vekili tarafından HUMK'nın 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 31.03.2014 günü harcı yatırılıp, temyiz defterine kaydı yapılarak, katılma yolu ile temyiz edilmiştir.01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davalı ve karşı davacılar vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2)Davacı ve karşı davalılar vekilinin temyiz istemine gelince; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı ve karşı davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.3)Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 21.03.2012 tarih ve 2011/876 E., 2012/1782 K. sayılı ilamında, 26.08.2008 tarihi ile 10.10.2008 tarihi arasındaki gecikme nedeniyle kira tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin belirtilmesine, bu bozma ilamına uyulmasına, uyma ile birlikte davacı ve karşı davalılar yararına usuli müktesep hak oluşmasına göre, bu tarihler arası gecikme nedeniyle kira tazminatına karar verilmesi gerekirken, usuli müktesep hak ihlaline neden olunarak, 26.08.2008 tarihi ile 01.10.2008 tarihi arasındaki gecikme nedeniyle kira tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ve karşı davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ve karşı davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ve karşı davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.