Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1119 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10262 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kal, mümkün olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, inşaatın yapımı sırasında Belediye tarafından yapı tatil tutanağı düzenlenerek inşaatın durdurulduğunu ve yıkım kararı alındığını, bu durum üzerine davalıların ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/53 E. sayılı dava dosyası ile sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil ve tazminat davası açtığını, mahkemece, sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü edildiğini, kararın temyiz edildiğini ve Yargıtay aşamasında olduğunu, müvekkilinin davalılara ait taşınmaz üzerine tüm masraflarını kendisini karşılayarak bodrum+zemin +1.kat şeklinde 4 daire 1 depo olarak kullanılan bina inşa ettiğini, davalıların inşaatın bitim ve durdurulma tarihinden itibaren bu inşaatı kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, davalılara ait... sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın tümden kal'ini, yıkım masraflarının davalılardan alınmasını, mümkün görülmediği takdirde davalıların haksız ve sebepsiz zenginleşmelerine neden olan müvekkiline ait elde ettikleri mal varlığı karşılığı fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması koşuluyla 10.000,00 TL tazminatın önceki dava tarihi olan 20.02.2009 tarihinden itibaren kısa vadeli krediler için öngörülen reeskont faizi oranıyla birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki dava konusu parsele ait arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkeme kararıyla iptal edilerek kesinleştiği ve tapuların geri döndüğü, kesinleşen mahkeme kararına göre, parsel üzerinde davacı yüklenici tarafından yapılan binanın imara aykırı ve kaçak olup bu inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin ve ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, böylelikle kaçak ve imara aykırı yapının ekonomik değeri bulunmadığı, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ve İmar Kanunu'na göre mutlak yıkılması ve yıkımın da yetkili makamlar tarafından yerine getirilmesi gerektiği, bu durumda bedele ve yıkıma hükmetmenin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonucu imara aykırı ve kaçak olarak yapılan binanın yıkılması istemine ilişkindir. Davacı yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında davalılar adına kayıtlı... sayılı taşınmaz üzerinde inşaat yapımı konusunda .... Noterliği'nin 23.09.2003 tarih ve 24499 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır.Anılan sözleşme, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.06.2010 tarih ve 2009/53 E., 2010/190 K. sayılı ilamı ile geriye etkili olarak feshedilmiş, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 29.11.2011 tarih ve 564 E., 6974 K. sayılı ilamı ile onanmış ve karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine 19.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir.Sözleşmenin feshi, inşaatın ruhsatsız ve kaçak olarak yapılmış olması nedenine dayandırılmıştır. 3194 Sayılı İmar Kanunu'nda yapılan düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan emredici niteliktedir. Tarafları bağlayacağı gibi, mahkemece de görevi gereği kendiliğinden gözönünde tutulur. İmara aykırı ve kaçak olan inşaatla ilgili taraflar, ekonomik değeri haiz olmadığından bedel talep edemez iseler de bu yapının yıkımını talep edebilirler. Bu durumda dava konusu yerde yapılan inşaatın imara aykırı ve kaçak olup yıkılması gerektiğinin sabit olduğu ve davacı yüklenicinin de sözleşmenin tarafı olarak kaçak yapının kal'ini istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, davacıya inşaatın yıkılması ile ilgili yetki verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kamu düzeninden olan imara aykırılığı sürdürecek biçimde yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.