Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1113 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6635 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali tescil, tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Davacılar vekili, müvekkilleri yükleniciler ile aralarında davalının da bulunduğu arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkillerinin inşaatı tamamlayıp 12.10.2009 tarihinde yapı kullanma izni aldığını, resmi girişimlerin tamamlanmasından kaynaklanan olağan bir gecikme dışında konutların bitirilip sahiplerine teslim edildiğini, sözleşmenin 17/3. maddesine göre, inşaatın geldiği seviyeye göre arsa sahipleri tarafından yüklenicilere tapuda ferağ ve devir işlemlerinin yapılması gerektiğini, bu işlemlerin yüklenicinin talebi üzerine en geç 7 gün içinde yerine getirilmesi gerektiğini, aksi halde cezai hükümlerin belirlendiğini, anılan sözleşmenin 22. maddesine göre, haksız olarak edimin yerine getirilmemesi durumunda edimini yerine getirmeyen tarafın diğer tarafa ... Bakanlığı birim fiyatlarına göre tespit edilecek inşaat giderlerinin üç katına tekabül eden bedeli cezai şart olarak ödemesi gerektiğini, sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen davalının devir işlemini yerine getirmediğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı olan 1. Blok 5 ve 8 no'lu dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, fazlası saklı kalmak üzere 30.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıların, sözleşme ve projeye göre edimlerini tam olarak yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 23.05.2012 tarih ve 2011/7237 E, 2012/3752 K. sayılı ilamıyla, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, taraflar arasındaki 30.11.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 17. maddesinde son üç dairenin tapu devrinin iskân alındığında verileceğinin kararlaştırıldığı, iskân ruhsatının 12.10.2009 tarihinde alındığı, 27.02.2010 günlü geçici kabul tutanağı ile de arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin teslim edildiği, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan 21.03.2011 havale tarihli bilirkişi raporunda, yalnızca davada tescili istenen 1. blok 5 ve 8 no'lu dairelerde eksik iş bulunduğu, bu dairelerdeki eksik işlerin de sistemin işleyişini, genel güvenliğini ve düzenini aksatacak nitelikte olmadığının bildirildiği, yüklenicilere ait bağımsız bölümlerde eksik iş bulunmasının davacıların hakettikleri bağımsız bölümleri talep etmelerine engel teşkil etmediği, her iki tarafı da bağlayıcı olan sözleşmenin 17. maddesi ile son üç dairenin ferağının iskân ruhsatının alınması koşuluna bağlandığı, iskân ruhsatı da alınmış olduğundan tapu iptâli ve tescil koşullarının oluştuğu, bu durumda, davanın tapu iptâli ve tescile ilişkin kısmının kabulü gerekirken sözleşme hükmü gözardı edilerek davalı arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmediklerinden bahisle davanın tümden reddinin doğru olmadığı belirtilerek, davacılar yararına bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve davacılar vekilinin 19.11.2013 tarihli duruşmadaki beyanı dikkate alınarak, dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği, talep edilen cezai şartın, seçimlik ceza niteliğinde olduğu, sözleşmede seçimlik ceza kararlaştırılması halinde alacaklının ya asıl borcun ifasını ya da kararlaştırılmış olan cezai şartın ödenmesini borçludan isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 1. Blok 5 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacılar ... ve ... yönünden davanın husumetten reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçeli karar başlığında, 22.09.2010 olan dava tarihinin, 16.07.2013 olarak olarak yazılmış olması, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re'sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.