MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı kooperatifin 13.05.2012 tarihli mali kongresine katıldığında adının hazirûn listesinde olmadığını görmesi Üzerine kooperatif ortaklığından çıkarıldığını öğrendiğini, kooperatife karşı tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ve kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını ileri sürerek, hakkında verilen ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kooperatifin sermaye arttırımına gidildiğini, artan ortaklık payının yatırılması için 20.12.2009 tarihinde tüm ortaklara iadeli mektupla ortaklık payının ödenmemesi halinde ortaklıklarının düşeceğinin bildirildiğini, davacıya da 08.01.2010 tarihinde iadeli taahhütlü mektupla yazı yazıldığını, ancak adresten ayrılmış olması sebebiyle tebligat yapılamadığını, davacının ikamet adresindeki değişikliği kooperatife bildirmek zorunda olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; davacıya 20.12.2009 tarihinde usulüne uygun tebligat yapıldığı, davacının yatırması gerekli üye aidatlarından haberdar olmasına rağmen üyelik aidatlarının tamamını yatırmakta ihmal ve gecikme gösterdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davacının, davalının üyesi olduğu, akçalı yükümlülüklerini ihlal ettiği iddiasıyla ihracına karar verildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki çekişme, ihtarnamelerdeki miktarların ve verilen ihraç kararının yerinde olup olmadığı ile borçlu üyeye yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı gibi, doğru değerlendirmeler de içermemektedir. Akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların ihraç prosedürü, 1163 sayılı Kanun’un 27. ve yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14. maddelerinde etraflıca hükme bağlanmış bulunmaktadır. Anılan düzenlemelere göre ortağın ihraç edilebilmesi için, yasa ve sözleşmeye uygun şekilde ihtar edilmesi ve ayrıca ihtara konu edilen borcun, gerçeği yansıtması gerekmektedir. Ortağa tebliğ edilen her iki ihtarnamede bildirilen borç miktarlarının aynı olması, farklı ise bunun nedeninin ihtarnamelerde açıklanması, dolayısıyla ortağın borç miktarlarında tereddüde düşmemesi, ihtarnameye uyulmaması halinde ne gibi bir yaptırım uygulanacağının açıkça gösterilmesi zorunludur. Aksi halde üyenin 1163 sayılı Kanun’un 16. ve 27. maddelerine uygun olarak temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden, ihracı da yasaya uygun sayılamayacaktır.Mahkemece, öncelikle ihtar ve ihraç kararlarının tebliğ işlemlerine ilişkin tebligat parça asılları getirtilerek, davacı tarafın tebligatların usulsüz olduğuna yönelik iddiası üzerinde durularak yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek araştırma yapılmaması doğru olmadığı gibi ihraç ihtarlarının yazılı olduğu ihtarnamelerin içeriğinin yukarıda yazılı kanun hükümlerine uygunluğu denetlenmeden hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.