Tebliğname No : 6 - 2013/344982MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/02/2013NUMARASI : 2006/411 (E) ve 2013/57 (K)Suç : HırsızlıkYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Hükümlü S.. H.. hakkında Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11.06.2003 tarih ve 2002/276 Esas 2003/468 Karar sayılı ilamıyla 765 sayılı TCK'nın 493/1-son maddeleri uyarınca 11 ay 43 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın hükümlünün aynı konutta birlikte oturan kardeşine tebliğ edildiği ve temyiz etmemesi nedeniyle hükmün kesinleştiği, diğer sanıklar R.. Ç.. ve G.. İ.. müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 20.12.2005 tarih ve 2004/26611 Esas 2005/19353 Karar sayılı ilamıyla zorunlu müdafiinin son oturumda hazır olmadığı ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK nedeniyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle hükümlerin bozulmasına ve hükmü temyiz etmeyen sanık S.. H..'in de CMUK'nın 325. maddesi uyarınca bozmadan yararlandırılmasına karar verildiği, bunun üzerine mahkemece yeniden duruşma açılarak 14.02.2013 tarihli kararıyla sanık S.. H..'in 765 sayılı TCK'nın 493/1-son maddeleri uyarınca mahkumiyetine, diğer sanıklar R.. Ç.. ve G.. İ.. hakkında ise 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 66/2 maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle davaların düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.09.2007 tarih 2007/8-125 Esas 2207/186 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere sanıklar R.. Ç.. ve G.. İ.. hakkındaki hükümler, 5237 sayılı Yasa hükümleri kapsamında sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle bozulmuş olup, bu bozmanın hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunan S.. H..’e sirayeti mümkün değildir.Yasa koyucu, sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca yapılacak uyarlama yargılaması ve sonuçlarını özel olarak düzenlemiş bulunduğundan, 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi hükmünün, lehe yasanın değerlendirilmesi gerekçesiyle yapılan bozmalarda uygulanması olanağı bulunmamaktadır. ../...Her iki yargılamanın koşulları ve sonuçları birbirinden farklı bulunduğundan, haklarındaki hüküm kesinleşenlerle, yargılamaları devam edenlerin birlikte yargılanması yasal olarak mümkün değildir.5252 sayılı Kanunun 9. maddesindeki ilkelere uygun olarak yapılacak uyarlama ile, aynı suçun şerikleri hakkında farklı hükümlerin verilmesi ve adaletsizliğin giderilmesi yöntemi Yasa koyucu tarafından özel olarak düzenlenmiş bulunduğundan, hakkaniyet, adalet ve usül ekonomisi mülahazalarıyla da olsa, Yasa koyucunun açık bir düzenleme ile konuyu çözüme kavuşturduğu konularda, bu iradeye aykırı bir çözüm tarzı benimsenemez. Kuşkusuz Yasa Koyucu tarafından 5252 sayılı Yasanın 9. maddesinde uyarlama yargılaması açıkça düzenlenmemiş bulunsaydı, 1412 sayılı CMUK’nın 325 ve 5271 sayılı CYY’nın 306. maddeleri uyarınca, hükmü temyiz etmemeleri veya temyiz istemlerinin reddine karar verilmek suretiyle haklarındaki hüküm kesinleşmiş bulunan hükümlülere, bozmanın sirayeti suretiyle, aynı suçun şerikleri arasında doğabilecek çelişkiler ve olası hak kayıplarının önlenmesi benimsenebilirdi. Ancak Yasa Koyucu, doğabilecek tüm olumsuzlukları giderecek tarzda yasal bir düzenleme yapmış bulunduğundan, sirayet suretiyle hükümlülerin yeniden yargılanarak haklarında hüküm tesisine olanak bulunmamaktadır.Her iki yargılamanın usülü ve sonuçlarının birbirinden tamamen farklı olması hükümlü S.. H.. hakkında verilen ilk hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi, adı geçen hükümlü hakkında ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden talep üzerine ya da resen uyarlama yargılamasının mümkün olduğu ve infazda doğabilecek sorunlar nazara alınarak, adı geçen hükümlü hakkında yerel mahkemece yapılan yargılamanın uyarlama yargılaması niteliğinde kabul edilerek, S.. H.. hakkında verilen sonraki hükmün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde bulunduğu anlaşıldığından hükümlü S.. H..'in temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.