MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz isteminin reddiYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık ...'a yapılan tebliğatın Tebligat Kanunun 35. maddesine uygun yapılmadığı ve bu nedenle talebinin süresinde olduğu kabul edilerek ve yine UYAP üzerinden yapılan sorgulamada gerekçeli kararın tebliğ edildiği 15/02/2012 tarihinde sanık ...'ın ... Kapalı Cezaevinde hükümlü bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık ...'ın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve temyiz isteminin reddine ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/12/2012 tarihli ek rararı kaldırılarak yapılan incelemede;A-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanıklar ... ve ...'ın temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, B-Sanıklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının sanıklar hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu açısından uygulanması, infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “Sebebiyet verdikleri yargılama giderinin sanıklardan payları oranında ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.