Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8986 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5923 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:1) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:Olay günü 16:30 sıralarında...plajında yol kenarına otomobillerini kilitleyerek denize giren katılan ... ve müşteki ...'ın yaklaşık bir saat kadar sonra tekrar otomobilin yanına döndüklerinde sağ arka camı kırılmış olan otomobilden çanta ve diğer eşyalarının çalındığını fark ettikleri ve olay tutanağına göre aynı gün 17:20 sıralarında başka bir plajda görevli olan zabıta memuru olan tanık ...'ın tali yola girerek duran plakasız otomobilden inen kadın şahsın dışarıya eşyalar attığı şeklindeki ihbarı üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinin, otomobilden yaklaşık on beş metre uzaklıkta katılan ve müştekinin otomobilinden çalınan çanta ve diğer eşyaları çalılıkların üzerine atılmış vaziyette buldukları olayda; tanık ...'ın soruşturmada alınan kolluk ifadesinden farklı olarak kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde, kolluk kuvvetleri tarafından alınan ifadede yazılı hususları kendisinin belirtmediğini, önceden görevliler tarafından hazırlanan tutanağı okumadan imzaladığını, sanığın araziye bir şey attığını görmediğini ve böyle bir hususu da ifadesinde belirtmediğini, tali yola giren otomobilin plakasız olması sebebiyle ihbarda bulunduğu söylemiş ise de, soruşturmada detaylı olarak verdiği ifadede, plakasız otomobili şişman ve bıyıklı bir erkek şahsın kullandığını, otomobil tali yola girip durduktan sonra otomobilden inen erkek şahsın otomobile plakalarını taktığını, suça sürüklenen çocuk ...'in ileride gözcülük yaptığını ve onun bağırması üzerine bu kişinin kaçıp gittiğini, sanık ...'ın da otomobilin arka koltuğundan aldığı malzemeleri dışarıya doğru attığını, olay yerine gelen jandarmaya sanığın eşyaları attığı yeri göstermesi üzerine bu eşyaların bulunduğunu söyleyerek bulunan çantalardan çıkan diğer eşyaların ve sanığa otomobilin bagajını açtırmaları sonucu yapılan kontrolde suça konu olmadıkları tespit edilen diğer eşyaların neler olduğunu ayrıntılı olarak ifadesinde belirtmesi, olay tutanağında, tali yola giren otomobilin plakasız olması dışında ayrıca bu otomobilden dışarıya eşyalar atıldığı yönünde jandarmaya ihbarda bulunulduğunun belirtilmesi, tanık Mesut'un ifadesini doğrular şekilde tutanak düzenleyen kolluk görevlilerinin ifadelerinde tutanak içeriği tekrarlanarak, suça sürüklenen çocuk...'in otomobilde uzakta gözcülük yaptığının ve gelen jandarma ekibini görmesi üzerine otomobile doğru koştuğunun belirtilmesi, olay yeri tespit tutanağına göre de, suça konu eşyaların sanığın bulunduğu otomobilden on beş metre ileride çalılıkların üzerine atılmış olarak bulunduğunun tespiti ile olay ve yakalama saati arasındaki yaklaşık bir saatlik kısa zaman aralığı birlikte değerlendirildiğinde, oluş, kabul ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin sanığın atılı suçtan cezalandırılması yönündeki kabul ve değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tanığın sonradan inkâr ettiği kolluk ifadesinin, olay tutanakları ve yapılan ihbarın içeriği ile uyumlu olması ve olaydan kısa süre sonra sanığın bulunduğu otomobilden on beş metre ileride suça konu eşyaların araziye atılmış halde bulunması karşısında, tanık ...'ın ifadesinin olayın tek delili olmaması nedeniyle, tanık ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesinin dosyaya yenilik ve değişiklik katmayacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki (1) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014-140 esas, 2015/85 karar sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle, hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA,2) Suça sürüklenen çocuk ... hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 31/2 ve 151/1, 31/2. maddelerinde tanımlanan hırsızlık ve mala zarar verme suçları için öngörülen cezaların üst sınırına göre aynı Kanun'un 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık zamanaşımının karar tarihi olan 18.01.2011 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının DÜŞÜRÜLMESİNE, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.