Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4655 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13845 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiÇOCUKLAR : ..., ...Suç : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süreleri ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçu nedeniyle kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde:1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesinin (1) numaralı bendinin iptal edildiği Anayasa Mahkemesi'nin 23.07.2009 gün, 2006/65-2009/114 sayılı Kararının yürürlüğe girdiği 07.10.2010 ile konunun tekrar düzenlendiği 6217 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihleri arasında tüm hükümlerin temyizi mümkün olduğu ve karar tarihinin de 08.02.2011 olduğu dikkate alındığında, mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin kesin nitelikte olmadığı anlaşıldığından; mala zarar verme suçu açısından tebliğnamedeki temyiz isteğinin reddine dair düşünceye iştirak edilmeyerek suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri de incelenmiştir. Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 31/3. maddelerinde tanımlanan mala zarar verme suçu için öngörülen cezanın üst sınırına göre, aynı Kanun'un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık zamanaşımının, suçun işlendiği 14.12.2007 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davalarının isteme aykırı olarak DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçu nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde:Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerde hak yoksunlukları ile ilgili TCK’nın 53. maddesinin uygulanmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu hususta yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ve olay gecesi kaldırım üzerinde kilitlenmeden park halinde bırakılan motosikletin düz kontak yapılarak çalındığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocukların eylemlerinin TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun'un 141/1. maddesi ile uygulama yapılarak eksik ceza verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocukları savunmak üzere avukat görevlendirilmesi nedeniyle, soruşturma ve kovuşturma evresinde atanan zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olacak şekilde yargılama gideri olarak yükletilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin bölümünden soruşturma ve kovuşturma evresindeki avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuklara yüklenmesine ilişkin bölümün çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.