Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 337 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9581 - Esas Yıl 2015
Tebliğname No : 6 - 2011/356426MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/07/2011NUMARASI : 2008/363 (E) ve 2011/554 (K)Suç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 Sayılı Yasanın 26.maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2.maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık L.. A..'ün temyiz isteminin 1412 Sayılı CMUK'un 317.maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, II-) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.04.2013 tarih ve 2012/6-1437 esas ve 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere; etkin pişmanlık müessesinin bir amacının da mağdurun suçtan gördüğü zararın giderilmesi ve uğradığı haksızlığın meydana getirdiği sonuçların onarılması olduğu göz önüne alındığında, kısmi iadenin mağduru tatmin edecek miktarda ve mağdur açısından doğrudan sonuç doğurucu nitelikte olması, ayrıca bunun sonucu olarakda mağdura ilave külfet yüklememesi gerekmektedir. Bu bağlamda sanık tarafından çalınan malın kullanılmayacak bir durumda mağdura iade edilmesi veya malın kullanılabilmesi için mağdurun ayrıca bir işlem ve masraf yapması gereken durumlarda kısmi iadeden bahsedilemeyeceği gibi, bütünlüğü bozulan malların parça parça olarak iade edilmesi durumunda da kısmi iadeden bahsedilemeyecektir.Çalınan şeyin bütünlüğü bozulduktan sonra parçalanarak iade edilmesi ve parçaların tek başına bir değerinin bulunması durumlarında kısmi iade veya tazmin şartlarının oluşup oluşmadığına gelince; parça olarak tek başına değeri olan malın satılabilmesi, mağdurun emek ve mesai sarf etmesini gerektirmesi, buna bağlı olarak iadenin doğrudan sonuç doğurmaması, ayrıca iade edilen parçaların satılması külfetinin zaten suçun işlenmesinden dolayı zarar görmüş olan mağdura yükletilmesinin hakkaniyete uygun olmaması nedeniyle kısmi iadenin şartlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın çaldığı kabloları yakmak suretiyle işlevini yerine getiremeyecek şekilde bütünlüğünün bozulması, müştekiye iade edilen parçaların bir araya getirilmesi durumunda yeniden işlevini görecek bir hale getirilmesinin mümkün olmaması ve tek başına değeri olan parçaların satılabilmesi için de mağdurun fazladan emek, zaman ve masraf yapmasını gerektirmesi nedeniyle, kısmi iade şartlarının gerçekleşmediğinin, dolayısıyla sanık hakkında TCK'nun 168/4. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmesi nedeni ile tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasıyla mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bu aykırılığın infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden, bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre sanık L.. A..'ün temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,III- Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;İşyeri dokunulmazlığının bozma eylemi ile ilgili olarak sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi, ek iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden, sanığa ek savunma hakkı tanınarak bu suçtan da cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle, dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık L.. A..'ün itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.