Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3205 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13071 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, Resmi Belgede SahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:1- Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede sevk maddesi olarak TCK'nın 204/1. maddesinin gösterilmesi, esas hakkındaki mütaalanın bu doğrultuda olması ve hükümde sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği açıkça belirtilmiş olması karşısında, hüküm fıkrasında uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi, mahallinde düzelltilebilir görüldüğünden bozma nedeni yapılmamış, dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinde sonra 24/11/2015 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı, belli haklardan yoksun bırakmaya ilişkin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilerek hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar gerçeli olacağı gözetilmeden anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların; aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılarak, yerine "sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin uygulanması" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;a- Sanık .....kollukta alınan beyanında kendisi hasarlı bir araç aldıktan sonra, kendisine çalınarak getirilen aynı özelliklere sahip başka bir aracı da satın aldığını ifade etmesi karşısında, eyleminin TCK'nın 39. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,b-Sanıklar ... ve ... aşamalarda değişmeyen beyanlarında suçlamayı kabul etmedikleri gibi konuyla ilgili herhangi somut bir delilin de elde edilememiş olması karşısında atılı hırsızlık suçunu işlediklerine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve hukuki kanıtların nelerden ibaret olduğu yöntemince karar yerinde gösterilip açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,c- Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinde sonra 24/11/2015 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı, belli haklardan yoksun bırakmaya ilişkin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilerek hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,d-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar gerçeli olacağı gözetilmeden anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların; aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi,Bozmayı gerekirmiş, sanıklar ... ve ... ile sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.