Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2813 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13804 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiÇOCUKLAR : ..., ...Suç : Hırsızlık HÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türleri, süreleri ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık ...'in ... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada kararın 17/10/2012 tarihli tutanak ile infaz memuru tarafından "gerekçeli karar yazısını okumak/almak suretiyle tebellüğ ettim" denilerek tebliğ edildiği ancak; 5271 sayılı CMK'nun 35/3. maddesi gereğince “ilgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup anlatılır” düzenlemesi uyarınca tebligatın usule uygun olmadığı ve öğrenme üzerine sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1)Suça sürüklenen çocuk ...'ın 09/12/2011 tarihli savunmasında, mağdurlara ait arabanın arka kapısını suça sürüklenen çocuk ...'dan temin ettiği motosiklet anahtarı ile açarak aynı anahtarla arabanın kontağını da çalıştırdığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 142/1-e maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi,2)Suça sürüklenen çocukların ve sanığın, mağdurlara ait arabayı çaldıktan sonra kaza yapmaları nedeniyle hasarlı şekilde terk ettikleri, polis tarafından mağdurlara arabanın iadesinin sağlandığı, mağdur ...'nın 14/11/2011 tarihli dilekçesi ile suça sürüklenen çocukların ve sanığın, arabasının hasarını giderdiklerini, zarar ziyanının kalmadığını belirtmesi karşısında, polis tarafından hasarlı şekilde arabanın iade edilmesinden sonra arabadaki hasarın giderilmesi nedeniyle mağdurların, suça sürüklenen çocuklar ile sanık hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı ve arabanın hasarının giderildiği tarih de sorulup 5271sayılı CMK'nın tanımlar başlıklı 3. maddesindeki soruşturma ve kovuşturma evrelerinin tanımları da dikkate alınarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuklar ve sanık hakkında TCK'nın 168/1-4. veya TCK'nın 168/2-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3)Sanık ...'e yargılama gideri olarak yükletilen zorunlu müdafiilik ücretinin 5271 sayılı CMK'nın 101/3. maddesi uyarınca soruşturma aşamasında yapılan sorgusu sırasında sanığı savunması için bir avukatın görevlendirilmesinden kaynaklanması ve yasal zorunluluğa dayanması nedeniyle sanıktan tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, 4)Suça sürüklenen çocuklara 5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince onları savunmak üzere birer avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, soruşturma ve kovuşturma evresinde atanan zorunlu müdafiiler için ödenen avukatlık ücretinin, suça sürüklenen çocuklara, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olacak şekilde yargılama gideri olarak yükletilmesi,5)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı ile anılan maddenin bazı bölümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiileri ile sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereği suça sürüklenen çocukların ve sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.