Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 268 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 143 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık HÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Sanıklara yükletilen hırsızlık eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanıklar tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Sanıklar hakkında kurulan hüküm ile ilgili TCK'nın 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun kılınma kararı verilmemiş ise de; hükümlülüğün yasal sonucu olup, infaz aşamasında gözetilmesinin olanaklı görüldüğü,Olay tarihinde gündüz sayılan zaman diliminde mağdura ait evin sağlam ve muhkem vaziyetteki giriş kapı kilidini sert bir cisimle zorlayarak açıp içeriye girerek suç tarihindeki ekonomik koşullar, paranın satın alma gücü ve yerleşik uygulamaya göre normal değerde (1.780 TL) olan altınlar ile 28 TL ve 55 dolar parayı almak suretiyle hırsızlık yapan sanıkların eylemlerinin, mağdurun 28.06.2005 tarihli oturumda alınan beyanı gözetildiğinde; sanıkların kesintisiz takip sonucu yakalandıkları ve müştekinin şikayetçi olmadığının anlaşılması karşısında; 765 sayılı TCK'nın 493/1 ve 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyan hırsızlık suçunun yanı sıra aynı yasanın 116/1, 119/1-c maddelerine uyan konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacağı, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hükmün,765 sayılı ve 5237 sayılı Yasaların ilgili bütün hükümlerinin olaya Uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı ve her iki Yasaya göre, uygulanan yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezaların denetime olanak sağlayacak şekilde ayrı ayrı saptanıp, sonuç cezaların karşılaştırılarak, sanık yararına olan yasanın belirlenip hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı yasa ile yapılan uygulamada eylemin tamamlandığı gözetilmeden anılan yasanın 35. maddesi ile cezada indirim yapılarak yazılı şekilde uygulama yapılması, yapılan uygulamanın açıkca sanık lehine olması ve karşı temyiz bulunmaması sebebiyle bu hususların bozma nedeni yapılamayacağı,Eylemin eleştiri dışında doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak,Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesine aykırı olarak “eşit şekilde tahsiline ” karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden yargılama giderleri ile ilgili bölümde yer alan ''eşit olarak tahsiline” ibaresinin çıkarılıp yerine “neden oldukları yargılama giderinin ayrı ayrı alınmasına” cümlesinin yazılarak karar verilmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.