MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, Mala Zarar VermeHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süreleri ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık ...'nun olaydan sonra 04.09.2010 tarihinde gerçekleşen başka bir hırsızlık olayında yakalandığında kolluk görevlilerine sözlü açıklamada bulunduğu ve müdafiili olarak alınan kolluk ifadesi ile sorgudaki savunmasında tekrarlamasına karşın kovuşturma aşamasında döndüğü bu ifadelerinde, yakalandığı tarihten önce de, kullandığı araçta gördüğü sürücü belgesinden adını ........ olarak bildiğini belirttiği, diğer sanık ... ile temyiz konusu bu davaya konu hırsızlık olayının gerçekleştiği yer ile uyumlu olan yerde kendisinin gözcülük yapmak suretiyle, park halinde bulunan marka ve plakasını hatırlamadığı başka bir araçtan da ......araç camını kırarak hırsızlık yaptıklarını, ayrıca farklı tarihlerde birlikte birden fazla araçtan benzer şekilde hırsızlık yaptıklarını, ancak hırsızlık eylemlerini gerçekleştirdiği araçlar arasında müştekiye ait araç olup olmadığını bilmediğini söylediği, diğer sanık ...'un aşamalardaki savunmalarında da, sanık ...... tanıdığını, ancak birlikte hırsızlık yapmadıklarını söyleyerek suçlamaları kabul etmediği, sanık ....n soruşturma aşamasındaki ifadelerinde, bahse konu araçtan para, fotoğraf makinesi ve cep telefonu çalındığını söylemesine karşın, müştekinin ifadesinde aracından para ve pasaport çalındığını beyan ettiği anlaşıldığından; sanık Ümit'in, diğer sanık Mustafa tarafından inkâr edilen ve somut olayla tam olarak örtüşmeyen, sonradan da döndüğü soruşturma aşamasındaki soyut ikrarı dışında, her iki sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde müştekiye ait aracın camını kırarak içerisinde bulunan eşyaları almak suretiyle hırsızlık ve mala zarar verme suçlarını işlediklerine dair, mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin deliller elde edilememiş olduğu anlaşıldığından, sanıkların üzerlerine atılı suçlardan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,Kabule göre de; Anayasa Mahkemesi'nin hüküm tarihinden sonra 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'nun temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin istem gibi BOZULMASINA, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.