MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu dosya kapsamındaki belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 13/05/2008 gün ve 2008/112 sayılı ve benzer kararlarında da belirtildiği üzere;5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un "Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” denilmiş, böylelikle lehe yasanın saptanmasında başvurulacak yöntem düzenlenmiştir.Bu hüküm uyarınca, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'un, önceden kesin yargı haline gelmiş olan ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre kurulmuş bulunan bir hükümde değişiklik yapılmasını gerektirip gerektirmediğini saptamak ve gerektiğinde yeni bir hüküm kurmakla sınırlı uyarlama yargılaması, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya, önceki ve sonraki Ceza Kanunlarının ilgili tüm hükümlerinin birbirlerine karıştırılmaksızın uygulanmasını ve her iki kanuna göre ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini gerektirmektedir.Bu belirleme, herhangi bir inceleme, araştırma, kanıt tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmeyen; eylemin suç olmaktan çıkarılması, ceza sorumluluğunun kaldırılması ya da önceki hükümle belirlenen cezanın bir değerlendirme ve takdiri gerektirmemesi gibi hallerde, evrak üzerinde yapılabilecektir.Ancak; sonraki kanun ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmiş olması, cezanın, 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi gözetilerek tayin ve takdirinin gerekmesi, artırım ve indirim oranlarının belirlenmesinin takdiri gerekmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihinin söz konusu olması, seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerin değerlendirilmesinin gerekmesi gibi durumlarda, duruşma açılarak değerlendirme yapılmalıdır. ../...İnceleme konusu karara gelince; "Hükümlünün, gece sayılan zaman dilimi içinde temyiz dışı diğer sanıklarla birlikte mağdura ait işyerinin kapısının muhkem olan asma kilidini kırarak içeri girdikleri ve 2200 karton sigara çaldıkları, hükümlünün başka bir ilde (Osmaniye'de) bu sigaraların satışı sırasında yakalandığı" sabit görülen olayda, 5237 sayılı TCK.nun 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK.nun 493/1. maddesindeki suçun öğelerinin farklı olduğu, işyerinin kapısının muhkem olduğu tesbit edilen kilidini kırmak suretiyle açmış olduğunun anlaşılmasına göre, eylemin 5237 sayılı Kanunu'nun 142/1-b, 143. maddelerindeki hırsızlık suçunun yanı sıra aynı Kanun'un 116/2-4, 119/1-c ve 151/1. maddelerindeki işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarını da oluşturduğu, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı ve Yargıtay Ceza Kurulu'nun 06/04/2010 gün ve 2010/72 sayılı kararında da vurgulandığı üzere uyarlama yargılamalarında sanık lehine kazanılmış hak oluşmayacağı da gözetilerek, 5237 sayılı Kanuna göre hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozmak ve mala zarar verme suçlarını oluşturan eylem nedeniyle 5237 sayılı Yasanın 61. maddesi gözetilerek, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi; uzlaşma, erteleme,hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi gibi hususların değerlendirilmesi ve diğer bireyselleştirmelerin yapılması için duruşma açılması gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı ve hükümlü ...'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamada başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.