Hırsızlık suçundan sanık ..'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-e ve 143/1. maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2008 tarihli ve 2007/490 esas, 2008/377 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 03.12.2015 gün ve 94660652-10535-12024-2015-E.25532/79998 sayılı yazılı istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 tarih ve 2015/400435 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle,Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,1- Sanığın, park halindeki kilitli aracı düz kontak yapmak suretiyle çalıştırıp götürmek suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1. maddesinin (b) bendine uyduğu gözetilmeyerek aynı maddenin (e) bendi ile hüküm kurulmasında,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dosyanın incelenmesinde, sanığın, park halinde ve kilitli olarak bulunan aracı düz kontak yaparak çalıştırmak suretiyle gerçekleştirdiği kabul edilen hırsızlık eyleminin, TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğunun anlaşılması ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın; aynı Kanun'un 53/1-c. maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunun anlaşılmasına göre,../...Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 12.06.2008 gün ve 2007/490 esas 2008/377 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kesinleşen hükmün '3' no lu fıkrasında yer alan uygulama maddesi 'TCK'nın 142/1-e maddesi ibaresinin çıkartılarak yerine 'TCK'nın 142/1-b maddesi ' ibaresinin eklenmesine, yine TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin hüküm fıkrasının çıkartılarak, yerine 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde öngörülen velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye; diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına' şeklinde yazılmak suretiyle infazın buna göre yapılmasına, hükümdeki diğer hususların aynen bırakılmasına, 05.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.