Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9745 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35438 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı iş sözleşmesini haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı temyizi yönünden; davacının hizmet süresi de taraflar arasında ihtilaflıdır. Davacının hizmet süresinin tümü fiili çalışma olarak davalı şirkette geçtiği, yerel mahkemece işçilik alacaklarından davalının sorumlu tutulmasında isapetsizlik yok isede çalışma süresinin kuruma bildirilen günleri, tanık beyanları ve şirketler arasında organik bağda dikkate alınarak tüm çalışmanın . 16.07.2005-29.02.2012 yılları arasında geçtiği kabul edilip çalışma süresinin 6 yıl 5 ay 14 gün kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde sadece davalı ..... geçen ve hizmet döküm cetvelinde görülen 16.07.2005-18.10.2005, 10.01.2007-30.11.2009, 01.11.2011-29.02.2012 tarihleri arasında davacının toplam 3 yıl 5 ay 20 gün çalışma süresinin bulunduğunun kabul edilerek hatalı karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.3-Davalı temyizi yönünden; işçilik alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusu taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık noktasıdır . Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı def'i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda, davacı tarafından 01.03.2013 ve 28.06.2013 tarihlerinde yapılan ıslah işlemlerinden sadece ilk ıslah dilekçesinin dikkate alınması doğru isede ıslaha karşı davalı tarafça kanuni süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davalının zamanaşımı def'i hususunda gerekirse bilirkişiden ek rapor aldırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2015 gününde oybirliği karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet Hizmet tespiti davasında ispat kuralları - Araştırılması gereken hususlar Taraflar arasındaki “hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. İş Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 14.12.2011 gün ve 2011/398-2011/1062 sayılı kararın incelenmesi davalı SGK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.12.2011 gün v Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?