Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 967 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35061 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesini ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları sebebi ile haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının istifa dilekçesi vererek işten ayrıldığını ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2.Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı, hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma , hafta tatili ve genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmasının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmasının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda; davacının fazla çalışma alacağı, sunulan işyeri kayıtlarına göre üç vardiya halinde çalışıldığı anlaşıldığından reddedilmiş; hafta tatili ve genel tatil alacakları ise tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafından sunulan ve çalışma saatlerinin belirtildiği imzalı puantaj kayıtları 09.02.2011-02.08.2011 dönemine ilişkin olup, önceki ve sonraki dönem kayıtları bulunmamaktadır. Bu durumda, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları puantaj kaydı olan dönem yönünden kayıtlara göre, kayıt olmayan dönemler yönünden ise tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3. Taraflar arasında davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık toplanmaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda, davalının dosyaya sunmuş olduğu Personel İzin Talep Formu adlı belge üzerinde yapılan incelemede, formun isim tarih vs. bilgiler içeren kısımları dışındaki kısımlarının matbu olduğu, formun izin kullanana ve izin kullanılan tarihe ilişkin kısımlarının elle doldurulmuş olduğu, 16.07.2011 düzenleme tarihli formda davacın 16.07.2011-31.07.2011 tarihleri arasında yıllık izin kullandığına ilişkin kaydın bulunduğu ve formun davacı tarafından imzalanmış olduğu, davacının iddia edilen tarihlerde yıllık izin kullanmadığını ve çalıştığını, dosyaya sunulan izin formunun işe girerken matbu olarak imzalatıldığını iddia ettiği, sunulan vardiya-güvenlik defterinde de 16.07.2011-31.07.2011 dönemine ilişkin kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 16.07.2011-31.07.2011 tarihleri arasında izin kullandığı kabul edilmiş ise de; imzalı izin defteri ile izin kullandırıldığı ispatlanamamış olup, izin talep formu da davacı tarafından kabul edilmediğine göre davacının 14 günlük izin alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir. Bu yön gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.