Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 963 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 31624 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işveren iş yerinde tornacı olarak en son net 1.950,00 TL ücretle çalıştığını ve iş sözleşmesini ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları sebebiyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin ve ücret, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının en son bordroda olduğu şekilde brüt 1.585,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini de tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının net 1.950,00 TL ücretle çalıştığı ve iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayand??ğı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, iş yerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, iş yerinin özellikleri, emsal işçiler o iş yerinde ya da başka iş yerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, iş yerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, iş yerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı iş yerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda; feshin kesinleştiği tarih itibariyle işçinin ücreti ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ile belirlendikten sonra, sonucuna göre kabul edilen alacaklar hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Somut olayda; davacının fazla çalışma talebi tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın beş günü 08:30-18:00 saatleri arasında, Cumartesi günleri 08:30-16:00 saatleri arasında çalıştığı, hafta içi çalışmasının haftada iki gün 21:00'e kadar uzadığı ve ara dinlenmeler düşüldükten sonra haftada on saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Davacının iddiası, davalının savunması, tanık anlatımları, davacının çalıştığı iş yeri ve yaptığı işin niteliği birlikte değerlendirildiğinde; davacının çalışmasının haftanın iki günü değil de bir günü 21:00'e kadar uzadığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Davacının fazla çalışma alacağı, hafta içi sadece bir gün çalışmasının 21:00 'e kadar uzadığı kabul edilerek hesaplanmalıdır. Bu yön gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Davacının hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Somut olayda; davacının hafta tatili alacağı talebi tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ayda üç hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı tanığı ... ayda bir pazar tatil yapabildiklerini belirtmiş olup, işveren kayıtlarına göre 15.07.2008 tarihine kadar davalı iş yerinde çalışmıştır. Davacı tanığı ... ise 2010 yılından beri davalı işveren iş yerinde çalışmakta olup pazar günleri çağrıldıklarında çalıştıklarını belirtmiştir. Davalı tanığı ... ise hafta tatillerinde çalışmadıklarını bildirmiştir. Davacı tanık beyanları dahi kendi içinde çelişkili olup, Cumartesi günü bile tam gün çalışılmayan bir iş yerinde pazar günleri çalışılması da hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır. Hafta tatillerinde çalışıldığı hususu davacı tarafından yöntemince ispatlanamadığından, bu alacağın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.