MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, yıllık izin, asgari geçim indirimi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalı bünyesinde montaj teknisyeni olarak çalıştığını ve iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu belirterek davanın öncelikle görev yönünden reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.Karar süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrası uyarınca “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır.Somut olayda, davacı, 22.04.2006-01.06.2013 tarihleri arasında davalı şirketin çeşitli illerdeki inşaat şantiyelerinde montaj teknisyeni olarak çalıştığını, sigorta kaydının geç başlatıldığını ve primlerinin eksik ödendiğini, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ve birkısım işçilik alacaklarının tahsili istemi ile dava açmıştır. Davalı taraf ise, davalı şirketin PVC üretim işi ile uğraştığını, davacının kardeşi Abdullah Ay ile birlikte davalı şirket ile yapılan taşeron sözleşmesi gereği şirketin değişik illerdeki inşaatlarında montaj işlerini yürüttüğünü, bu dönemde başka firmaların da montaj işlerini yaptığını, davalının vergi ve işyeri sigorta kaydı olmaması sebebi ile sigortalı gösterildiğini, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı ve davalı arasında imzalanan sözleşme başlıklı belgede davacının taşeron, davalının ise işveren olarak geçtiği, davacının bu sözleşmedeki imzayı inkar ettiği ancak imzanın kendisine ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile ortaya koyulduğu, davacının başka firmaların da montaj işlerini yaptığı, bağımlı çalışan olmadığı , taraflar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmiştir.Dosya içeriğine göre, davalı tarafından davacıya gönderilen Kayseri 8. Noterliğinin 15.05.2013 tarih ve 22073 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 10.05.2013 tarihinden sonra amirlerinin izni olmadan mazeretsiz olarak işe gelmediği, haklı bir sebeple devamsızlık yapmış ise belgelendirmesi gerektiği, aksi halde iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesi gereğince feshedileceği bildirilmiştir. Davacı ise, 22.05.2013 tarihli ihtarname ile, sigorta primlerinin ve ücretlerinin eksik ödenmesi, yıllık izinlerinin kullandırılmaması sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini bildirmiştir. Davacının İş Kurumu İl Müdürlüğüne yaptığı şikayet üzerine düzenlenen tutanakta da, ücretlerin banka aracılığı ile ödendiği ve bordroların davacı tarafından imzalanmadığı, işveren vekilinin yıllık izin ücretini ödeyeceğini sözlü olarak beyan ettiği açıklanmıştır. Ardından 25.06.2013 tarihinde davacıya banka aracılığı ile yıllık izin ücreti açıklaması ile ödeme yapılmıştır. Hernekedar taraflar arasında imzalanan 25.07.2007 tarihli sözleşmede, davacı taşeron, davalı işveren olarak ifade edilmişse de,davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen tutanak içerikleri, birkısım şahitlerin çalışma saatlerine ilişkin beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde, iş sözleşmesinin bağımlılık, ücret ve işgörme unsurlarının somut olay bakımından gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İşin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.