Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9307 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2069 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatil, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili davacının, davalı bakanlığa ait işyerinde altişverenlerin işçisi olarak aşçı görevinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.Davalı bakanlık vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.Davalı ...Ltd. Şirketi vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı kanuni süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda mahkemece, davacının, davacı tanıklarının beyanlarının ortalamasına göre, haftanın üç günü 07.30-19.00 saatleri arasında birbuçuk saat ara dinlenme süresinin tenzili ile günlük on saat, diğer üç günü ise 07.30-17.00 saatleri arasında bir saat ara dinlenme süresinin tenzili ile günlük sekizbuçuk saat çalıştığı, haftalık (3*10) +(3*8,5)-45=T0,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davacı tanıklarından 2010-2011 tarihleri arasında birlikte çalışan tanığın, haftada altı gün 07.00-18.30, 19.00 saatleri arası çalıştıklarını, haftanın iki veya üç günü 19.00' a kadar çalıştıklarını beyan ederek, çalışma saatinin bitimi ile ilgili çelişkili ve net olmayan beyanda bulunduğu, 2008-2011 tarihleri arasında birlikte çalışan tanığın ise, haftada altı gün 07.30-16.30, 17.00 saatleri arasında çalıştıklarını beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı ile birlikte aynı hastanede ve daha uzun süre birlikte çalışan ve beyanları daha tutarlı olan davacı tanığının beyanı dikkate alınarak, davacının haftada altı gün 07.30-16.30 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma süresinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ...Ltd. Şirketine iadesine, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.