Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9042 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4805 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İnegöl 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/04/2010NUMARASI: 2009/69-2010/172Davacı vekili, mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; feshin geçerli bir nedene dayanmadığından geçersiz olduğunu, fesih bildiriminde feshin sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmediğini, müvekkilinin fesih konusu ile ilgili savunmasının alınmadığını, feshin en son çare olması gerektiğini, tüm bu sebeplerle, müvekkilinin iş akdinin feshinin geçersizliğine, işe iadesine, çalışmadığı süre içerisinde doğmuş ve doğacak olan 4 aylık ücret ve sosyal haklarının faizi ile birlikte ödenmesine, işe başlatılmama durumunda 8 aylık ücret tutarında faizi ile birlikte tazminat ödemesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdine son verildiği tarihte davalı iş yerinde çalışan işçi sayısının kanunda iş güvencesi kapsamının sınırı olarak belirlenen 30 işçi limitinden az olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, davacının iş akdi her ne kadar 31.12.2008 tarihinde feshedilmiş ise de fesih bildiriminin davacıya 23.12.2008 tarihinde tebliğ edildiğini, davacıya savunmaya davet yazısının tebliğ edildiğini, belirtilen gün ve saatte savunma yapmak için hazır bulunmadığı gibi yazılı bir beyandada bulunmadığını, fesih sebebinin davacıya açık ve kesin bir dille anlatıldığını, gerçektende davacının sorumlu olduğu satışlardan dolayı müvekkili firmanın büyük zarar gördüğünü, davacının satış yaptığı biltar firmasından 484.000 TL ... isimli şahıstan 330.000 TL, İçelli firmasından 140.000 TL müvekkilinin alacaklı olduğunu, davalı müvekkilinin bu firmalara yapılan satışın akabinde toplam zararının 1.400,00 TL yi geçtiğini, borçlu firmaların henüz satışların yapıldığı zamanda borca batık olmaları sebebiyle bu tahsilatın yapılmasının imkansız olduğunu, bu alacaklarla ilgili icra dosyalarının bulunduğunu, bu hususların fesih bildiriminde davacıya açıkça anlatıldığını, bunun için fesihin son çare olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; ekonomik sorunlar sebebiyle tahsil edemediği alacakları nedeniyle davacının sorumlu tutulduğu, aynı tarihlerde davalı işverenin bayilerinden birinin intiharısebebiyle borçlarını ödeyememesinden dolayı şirketin girdiği zararın da müsebbibinin davacı olarak görüldüğü, bu haliyle yaşanan tüm olumsuzlukların davacı üzerinde bırakılmaya çalışıldığı, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Davalı vekili ; davacının şirketi zarara soktuğu ve feshin haklı olduğuna ilişkin Bursa 5. İcra müdürülüğünün 2008/14660,14753,13252 ve 2007/ 691 ile Bursa 8. İcra müdürlüğünün 2009/691 ve Mudanya icra müdürlüğünün 2008/1370 takip sayılı dosyalarının dayanak olduğunu ileri sürmüştür. Söz konusu icra dosyaları getirtilip, bilirkişi aracılığıyla davacının satış yaptığı firmanın satış sırasında mali durumunun bozuk olup olmadığı, davacının mali durumu bozuk olduğunu bilmesinin mümkün olup olmadığı, kısaca ödenmeyen çeklerden dolayı davacının kusurlu olup olmadığı araştırılarak sonuca göre karar verilmelidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.