Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9038 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 32755 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin 17.03.2004-31.03.2008 ve 01.06.2008-01.06.2010 tarihleri arasında davalı iş yerinde iç mimar ve satış sorumlusu olarak çalıştığını, maaş, fazla mesai, hafta tatili ve diğer ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini davacının haklı olarak feshetmek zorunda kaldığını, her ay iki hafta haftanın yedi günü,iki hafta haftanın altı günü 08:30-22:00 saatleri arasında mesai yaptığını, haftanın en az üç günü 24:00'e kadar çalışmasının uzadığını, yıllık izinlerin eksik kullandırıldığını, dini bayramlarda iki gün izin verildiğini, diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olduğunu, Nisan 2010 ayında sadece asgari ücret tutarının ödendiğini, maaş farkı ile Mayıs ayına ait ücretin ödenmediğini, davacının 1.500,00 TL proje bedeli üzerinden ödenen sürekli prim ile çalıştığını, ayda eline 2.500,00 TL para ge??tiğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının 21.04.2004 tarihinde satış elemanı olarak çalışmaya başladığını, 31.03.2008 tarihinde kendi isteği ile istifa ettiğini, davacının dört ay sonra iş bulamadığını ve tekrar işyerinde çalışmak istediğini, 28.07.2008 tarihinde tekrar işe alındığını, mazeretsiz ve izinsiz işe gelmediğini, bu sebeple 10.06.2010 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, haftanın altı günü 08:30-18:00 saatleri arasında çalıştığını, yıllık izinlerini kullandığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığını, davacının asgari ücretle çalıştığını, bordroların ihtirazi kayıtsız imzalandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre,tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar davacının ücretinin miktarı,fazla mesai,ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının bulunup bulunmadığını ve davacının iş sözleşmesinin feshi noktalarındadır. İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarım serbestçe kararlaştırabilirler.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. İmzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Somut olayda, davacı aylık net 1.500,00 TL aldığını ileri sürmüştür. Davalı işveren ise davacının ücretinin asgari ücret olduğunu belirtimiştir. Mahkemece davacının ücreti net 1.500,00 TL olarak kabul edilmiştir. Davacı tanık beyanlarında davacının ücretine ilişkin beyan bulunmamaktadır.Emsal ücret araştırması yapılmamıştır. Dosya kapsamına göre davacının ücreti net olarak tespit edilememektedir.Hal böyle olunca yukarıda belirtilen esaslara göre mahkemece emsal ücret araştırması yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının ücretinin tespit edilmesi gereklidir.3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanları dikkate alınarak davacının tüm çalışma dönemi üzerinden fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının çalışma süreleri dikkate alındığında davacının tüm çalışma dönemini kapsamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davacı tanıklarının çalışma süreleri ile sınırlı olarak ispatlandığının kabulü ile bu süre ile sınırlı olarak hesaplanması gerekli iken davacının tüm çalışma dönemi üzerinden hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Davacı davalı iş yerinde iki dönem çalışmasının bulunduğunu ve bu iki dönemde de iş sözleşmesini hakları ödenmediği gerekçesi ile haklı nedenle feshettiğini beyan etmiştir. Davalı taraf ise davacının ilk dönem çalışmasının istifa etmesi nedeniyle sonlandığını, ikinci dönem çalışmasında ise davacının devamsızlığı nedeniyle haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiştir. Mahkemece davacının ilk dönem istifasında belirtilen nedenlerin kıdem tazminatına hak kazanacak halleri içermediği, ikinci istifa nedeninin ispatlanamadığı gerekçesi ile kıdem tazminatının reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan davacıya ait el yazısı ile hazırlanmış 17.03.2008 tarihli istifa dilekçesine göre ilk dönem çalışmasının davacı tarafından haklı nedene dayanmaksızın feshedildiği anlaşılmakla, mahkemece ilk dönem bakımından davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığının kabulü yerindedir. Ancak davacının ikinci dönem çalışmasını 01.06.2010 tarihinde ücret, fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini belirtmesi ve yapılan yargılama sonunda davacının talep ettiği alacaklarına hükmedilmesine göre davacının ikinci dönem çalışması bakımından iş sözleşmesini haklı nedene dayalı olarak feshettiğinin kabulü gereklidir. Hal böyle olunca mahkemece davacının ikinci dönem çalışması bakımından kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.