Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8905 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2397 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davalı işverence ileri sürülen fesih sebebinin gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasındaki asıl anlaşmazlığın, işverenin pazar günleri zorunlu olarak fazla çalışma yaptırılması konusunda müvekkilini zorlaması, müvekkilinin de bunu kabul etmemesi, müvekkilinin fazla çalışmalarının karşılığı olan ücretlerinin ödenmesi talebinin işverence kabul edilmemesi olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile davacıya ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının da dahil olduğu bir grup işçinin fazla çalışma yapmak istemedikleri gibi yapmak isteyenlere de engel olduklarını, bu nedenle müşteri ve kazanç kaybı oluşmakla iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında, davalı feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.Davalı feshinin haklı nedene dayanmadığının kabul edildiği, emsal nitelikteki ve Dairemizin temyiz incelemesinden geçen 2014/19256 esas sayılı ilamı ve dosya kapsamı göz önüne alındığında, davacının ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm kurulması hatalıdır.3-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.Somut olayda, mahkemece beyanlarına başvurulan tanık anlatımlarının bir kısmında işlerin yoğun olduğu dönemlerden bahsedilmiş olup bir kısmında ise işin durumuna göre fazla çalışma yapıldığı ifade edilmekle, fazla çalışma yapıldığı belirtilen yoğun çalışma dönemlerinin tespiti açısından taraf tanıklarının beyanlarına yeniden başvurulması gerekmektedir. Bilirkişi tarafından hesaplanan haftalık üç saatlik fazla çalışmanın, sadece rutin çalışma dönemi için mahkemece kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir.4-Davacı işçinin hafta tatili çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı Kanun'un 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun'un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin yukarıda belirtilen kurallar burada da geçerlidir.Emsal nitelikteki Dairemizin temyiz incelemesinden geçen 2014/19256 esas sayılı ilamı ve dosya kapsamındaki deliller göz önüne alındığında, davacının tüm çalışma süresi boyunca çalışma sistemi değiştirilmeksizin ayda bir hafta tatil iznini kullandığının kabulü ile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.