Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 883 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28957 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarını istemiştir.Davalılar, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.Taraflar arasında, davalı yana tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz süresinin dolması beklenilmeksizin mahkemece talep konusu hakkında karar verilmesinin hukuka aykırı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma imkanı verilmeden hüküm kurulamaz. 6100 sayılı Kanun'un 280. ve 281. maddeleri hükmüne göre, "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi puzulasına bağlı olarak mahkemeye verilir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir. Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir."Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporu davalı ...’ye 24.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebligatta iki haftalık süre içerisinde itirazda bulunulabileceği hususu belirtilmiş olmasına rağmen, iki haftalık süre beklenilmeksizin 04.07.2013 tarihli oturumda karar verilmiştir. Yukarıdaki yazılı kanun maddeleri ile açıklamalardan anlaşılacağı üzere mahkemenin hukuki dinlenilme hakkını yerine getirdiği, adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın, "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36/1. maddesinde, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." 6100 sayılı Kanun'un madde 27'ye göre davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın; açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini de içermektedir. Ayrıca ispatın taraflar bakımından yalnızca bir yük olmasının ötesinde aynı zamanda bir hak olduğu unutulmamalıdır. Hal böyle olunca hakkın ispatının usul kurallarına kaldığı gözetilerek, medeni yargılamanın amacının maddi hukuktan kaynaklanan sübjektif hakların korunması olduğundan 6100 sayılı Kanun'un hükümlerinin tam olarak uygulanmasında titizlik gösterilmeli, davalı yana bilirkişi raporuna itirazlarını sunması için imkân tanınmalı, davalı yan itirazlarını sunmuşsa bu itirazlar doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılmalı, tüm bu değerlendirmelerin sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar yerine getirilmeksizin yazılı şekilde uygulama yapılması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.