Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 874 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9234 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin 15.10.1987-30.06.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak genellikle şoförlük görevinde davalı kurum ve kurumdan ihale ile iş alan taşeron şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, en son net maaşının 739,24 TL olduğunu, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini,11.07.2011 tarihinde ödemelerin yapılması için talepte bulunduğunu, işverence ödenmeyeceğinin bildirildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunduğunu, idarenin ihale makamı olduğunu, sorumluluğun yüklenici firmalara ait olduğunu, davacının işe girişinin 22.05.1993 tarihi olduğunu, yıllık izinlerini düzenli olarak kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının, davalı kurumdan ihale ile temizlik işini alan şirketler bünyesinde 15.10.1987-30.06.2011 tarihleri arasında çalıştığı, en son 739,24 TL ücret aldığı, davalı ile ihaleyi alan şirketler arasında alt-asıl işveren ilişkisinin bulunduğu, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sona erdiği, işverenin kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, 348 gün yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir. 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının hesaplanmasında esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi hükmüne göre yürürlükte bırakılan 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinde kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir.İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih en az bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarih, tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gereken süreyi başlatacaktır. İşçinin çıraklık ilişkisinde geçen süreler de kıdem tazminatına esas alınacak süre yönünden değerlendirilemeyecektir. Buna karşın deneme süresi, kıdem süresine eklenir.İşçinin kıdem hakkı bakımından aranan en az bir yıllık süre, derhal fesihlerde feshin bildirildiği anda sona erer. Kural olarak fesih bildirimi muhataba ulaştığı anda sonuçlarını doğur. Bildirimli fesihler yönünden ise ihbar öneli, süreye dahil edilir. 1475 sayılı Kanun'un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. Somut olayda, mahkemece davacının15.10.1987-30.06.2011 tarihleri arasında yirmiüç yıl, sekiz ay, onaltı gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de ... kayıtlarına göre 01.02.1988-30.06.2011 tarihleri arasında 6257 gün kesintili olarak çalıştığı, altıyüz gün askerlik borçlanması yaptığı anlaşılmıştır. ... kayıtlarının aksi davacı tarafından ispatlanamamıştır. Bu durumda, davacının 01.02.1988-30.06.2011 tarihleri arasında 6257 gün kesintili olarak çalıştığı süre ile 600 gün askerlik borçlanması yaptığı süre toplamı 6857 gün çalıştığı kabul edilerek tazminat ve alacak hesabı yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 25.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.