Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8637 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34575 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, giyim yardımı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, 30.05.2008-15.09.2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, işyerinde psikolojik taciz uygulandığını, özürlü olmasına rağmen uygun bir işte çalıştırılmadığını, işçilik alacaklarının eksik ödendiğini ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla ??alışma ve hafta tatili çalışması ücretlerinin ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı ve hafta tatili çalışmasının yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Hafta tatili çalışması ücreti bakımından da aynı esaslar geçerlidir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ve hafta tatili konusunda hesap yapılırken davacı ile menfaat birlikteliği olan tanık anlatımları dikkate alınmıştır. İşveren tarafından dosyaya sunulan işyeri giriş-çıkış kayıtları dikkate alınmamıştır.Davacının yaptığı işin mahiyeti, çalışma koşulları dikkate alındığında işveren tarafından dosyaya ibraz edilen personel giriş-çıkış kayıtları dosya içeriğine uygun olduğu anlaşılmakla fazla mesai ve hafta tatili alacağının hesaplanmasında dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı işçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Öncelikle davacının fazla mesasi, hafta tatili alacaklarının eksik ödenip ödenmediği yukarıda belirtildiği üzere araştırılıp sonucuna göre eksik ödendiği tespit edilmesi halinde işçinin haklı feshi kabul edilmelidir. Aksi durumda ise diğer fesih sebeplerinin araştırılması gerekmektedir. Bu durumda ise fesih tarihi itibariyle işverenin iş müfettişi raporları da dikkate alınarak iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, işçişnin sağlık özrünün 4857 sayılı Kanun'un 24/1. maddesi kapsamında olup olmadığı yönünden tam teşekküllü sağlık kuruluşundan rapor aldırırlarak fesih konusu açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.