Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8440 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 33543 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, hafta tatili, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili davacının davalı işverenlikte güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 08.00'de mesaiye başladığını, en erken 21.00'de işten çıktığını, ara dinlenmesi kullandırılmadığını, hafta tatili kullanmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını belirterek fazla mesai, hafta tatili alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, her ay davacıya fazla mesai ücreti ödendiğini ve bu tutarların bordrolarda tahakkukunun yapıldığını, sözleşmede fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin aylık ücret içerisinde olduğunun yazılı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.Dosya kapsamından davacının, davalıya ait işyerinde 01.05.2002-25.01.2011 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, 2007 yılı Ekim. 2008 yılı Mayıs ve Aralık, 2009 yılı Eylül ayı dönemleri hariç tüm ücret bordrolarında fazla mesai tahakkuku yapıldığı kabul edilip belirleme yapılmıştır. Ancak dosya kapsamında yer alan bordrolar imzasız olup ödemeye dair dekontlar da araştırılmamıştır. O nedenle öncelikle bordrolarda fazla mesai tahakkuku olan aylar için ödem olup olmadığı belirlenmeli,ödeme bulunmadığı anlaşıldığı takdirde dikkate alınmamalıdır. Anılan nedenle, ihtirazı kayıtsız imzalı ve fazla çalışma ücreti tahakkuklu bordrolar açısından, davacı tarafın bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlayamadığını nazara alınarak, bu dönemler bakımından fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmamalıdır. İmzasız ve tahakkuklu bordrolar açısından ise, öncelikle işçi ücretlerinin banka aracılığıyla ödenip ödenmediğinin araştırılmasıyla, ödemelerin banka kanalıyla yapılması durumunda hesap dökümleri eksiksiz şekilde dosyaya celp edilmeli, imzasız bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücretlerinin ödendiğinin tespit edilmesi halinde, ödenen meblağ hesaplanan ilgili döneme ilişkin alacaktan mahsup edilmelidir. Yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.3-Dosya içerisinde alarm kayıt dökümleri mevcut olup bilirkişi tarafından bu dökümleri sunulmuş, 2010 Ocak-Mayıs dönem aralığında alarm kaydında davcının adı bulunmadığından bordrolarda tahakkuku yapılan fazla mesai süresi davacının aylık fazla çalışması olarak kabul edilmiştir. Bu açıdan kararın bozulmasına dair 2 numaralı bend dikkate alınarak ödemeler incelenmeli ve ibraz edilen dökümleri titizlikle incelenerek kart dökümlerinin ibraz edilmediği ya da davacı adı geçmeye dönemler için ise işverenin duyurusu tanık beyanları ve dosya kapsamı bir değerlendirmeye tabi tutularak fazla mesai alacağı hesaplanmalıdır. Yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Somut olayda, her ne kadar bozmaya konu yapılan bordrolardaki tahakkuklar dikkate alınarak fazla mesai alacağının reddine karar verilmişse de tanıklarında davacının akşam banka kapanıncaya kadar çalıştığını beyanı ve davacının delillerinde dayandığı hususlardan olan araştırma yapılarak davalı işverenliğin çalışma saatleri ve bildirilen bir fazla çalışma olup olmadığı ilgili valilik ve emniyet müdürlüğünden araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.