MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı ... A. Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeksizin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti: Davalı ...Ş. vekili, öncelikle husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Ltd. Şti. vekili, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Davalı tanıklarının dinlenmemesinin, savunma hakkının kısıtlanmasına neden olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğinden, davanın mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde açıldığı, mahkemece davalıların tanıklarının dinlenmeden karar verildiği, davalıların, tanık dinletme yönünde kesin bir ihtar verilmemesine rağmen tanıklarının mahkemece dinlenilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Somut olayda, davalı ...Ş. Vekili tarafından kanuni süresi içinde verilen delil listesi ile tanık isimleri mahkemeye bildirilmiştir. Mahkemece 13.11.2012 tarihli oturumda, davalı taraf vekillerinin tanık dinletme taleplerinin, verilen kesin süreler göz önüne alınarak reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 21.12.2012 tarihli oturumda ise, davalı taraf vekillerinin ayrı ayrı tanıklarının dinlenmesi talebinde bulundukları; ancak, mahkemece “daha önce verilen kesin süreler göz önüne alınarak ve davalıların kesin süre içerisinde tanıklarını dinletmedikleri” gerekçesiyle, bu dosya kapsamında herhangi bir kesin süre vermeksizin söz konusu talepleri reddettiği görülmektedir. Mahkemece, davalıların kesin süre içerisinde tanıklarını dinletmedikleri gerekçesiyle tanıklarının beyanları alınmadan karar verilmiş ise de; davalı taraf vekillerine usulüne uygun şekilde kesin süre verilerek, verilecek kesin sürede; kesin süreye konu ara kararda yapılması gereken işlerin açıkça belirtilmesi, hiç duraksamaya yer vermeyecek derecede bu süreye uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve ilgili tarafın bu konuda uyarılması gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 243 ve devamı maddeleri gereğince, usulüne uygun davetiye ile çağrılmak ve bu çağrıya rağmen mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirtilmek suretiyle, davalıların tanıkları da dinlendikten sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalıların savunma hakkı kısıtlanarak ve davacının hafta tatili alacak talebi hakkında da açıkça bir karar verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; haklarındaki dava kısmen reddedilen ve kendilerini vekil ile temsil ettiren “davalılar” yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hesaplanan vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile “davalı” tarafa verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.