MAHKEMESİ :İş Mahkemesi 2-BAŞBAKANLIK ADINA VEKİLİ AVUKAT ...DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili davacının, davalı kurumun hizmet binasının temizlik ihalesini alan şirketlerde 2002 yılından itibaren çalıştığını, son aylık ücretinin 807,00 TL olduğunu, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.Davalı ... vekili, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.Davalı ...vekili davacının, 01.01.2010-06.10.2010 tarihleri arasında belirli süreli hizmet sözleşmesi ile çalıştığını, işyeri devri olmadığını, asgari ücret aldığını, ücret alacağı bulunmadığını, şirket bünyesinde geçen çalışmaları için yıllık iznini kullandığını, dini ve milli bayramlarda çalışlmadığını, fazla mesai yapmadığını, tüm çalışma döneminden asıl işveren konumundaki ... sorumlu olduğunu, feshin haklı sebebe dayandığının ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davacının, asıl işverene ait işyerinde alt işverenlerin işçisi olarak 13.06.2002-06.10.2010 tarihleri arasında 2981 gün (8 yıl, 3 ay, 11 gün), brüt 1.046,50 TL ücretle çalıştığı, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma yaptığı, 30 Ağustos bayramında çalıştığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, ücret alacağının ödendiği, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, alacaklardan birlikte sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ücret alacağı hakkında verilen kararın doğru olup olmadığı, faiz başlangıçlarının doğru belirlenip belirlenmediği ve davalıların alacaklardan sorumlulukları hakkında doğru karar verilip verilmediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda mahkemece, davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının, haftanın altı günü, 07:30-16:00 saatleri arasında, bir saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle, günlük yedibuçuk saat, haftalık kırkbeş saat çalıştığı, ayda 3-4 kez heyet geldiği zamanlarda bu çalışmasının 19:00'a kadar uzadığı ortalama üç günden, ayda dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davalı kurum resmi işyeri olup, heyetlerin geldiği günler belirlenebilir niteliktedir. Davacı tanıkları, heyet gelen günlerle ilgili tereddüde yer vermeyecek şekilde beyanda bulunmamışlardır. Davalı tanıklarıda fazla çalışma yapılmadığını beyan etmişlerdir. Bu durumda, fazla çalışma ücreti talebinin ispatlanamadığından reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.Öte yandan, davacı ... Noterliğinin 06.10.2010 tarihli ihtarnamesi ile işverenden dava konusu alacaklarını talep etmiştir. İhtarname 07.10.2010 tarihinde davalı işverenliğe tebliğ edilmiş, ödeme süresi olarak verilen üç gün sonrasında, 11.10.2010 tarihinde temerrüt şartı gerçekleşmiştir. Buna göre, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına 11.10.2010 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yanlıştır.Ayrıca, ücret alacağı dava açıldıktan sonra ödendiğinden, bu alacak hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, bu alacak yönünden davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi ve alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, davalıdan tahsiline şeklinde, infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.