Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8367 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10783 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Haymana Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/07/2009NUMARASI: 2008/239-2009/240Davacı vekili, müvekkilinin davalı Belediyede işçi olarak çalıştığını, davalı işverinin 3417 sayılı kanun uyarınca davacının ücretinden yaptığı kesinti ve işveren katkılarını Ziraat Bankasına yatırmadığından 4853 sayılı Yasa uyarınca Tasarrufu Teşvik Ana Para ve Nemalarının çalışanları ödenmesi aşamasında, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tasarrufu teşvik ana para ve nema alacağının ödetilmesini talep etmiştir.Davalı Belediye vekili tasarrufu teşvik hesaplarıyla ilgili borçların Hazine'ye devredildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın Hazine'ye teşmili sağlanarak yargılamaya devam edilmiş,Hazine vekili tasarrufu teşvik kesintisi, işveren katkısı ve neması için müsteşarlığın yükümlülüğünün 4853 sayılı Kanunun ek madde 1 hükmü uyarınca 31/12/2007 tarihi itibariyle hazineye devrolan tutarlarla sınırlı olup, adına tasarrufu teşvik hesap numarası bulunmayan veya hesap açılmasına karşın kesinti ve katkı yapılmaması veya eksik yapılması nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece belediye hakkındaki davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Hazine hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.4853 sayılı Kanuna 26.12.2006 tarihinde 5568 sayılı eklenen ek madde 1 hükmü doğrultusunda, tasarruf teşvik hesaplarına dair tüm varlık ve yükümlülükler 31.12.2007 tarihi itibarıyla Hazineye devredilmiş durumdadır. Anılan hükümde, “Mülga 9/3/1988 tarihli ve 3417 sayılı Kanunla kurulan ve bu kapsamda hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esasları belirlemek üzere 24/4/2003 tarihli ve 4853 sayılı Kanunla tasfiye edilen Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabına ait tüm varlık ve yükümlülükler, 31/12/2007 tarihine kadar Hazineye devrolunur. Devre ilişkin hususları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Devir tarihinden sonra hak sahiplerine yapılacak her türlü ödeme, ... Bankası Anonim Şirketi kayıtları esas alınarak Banka tarafından gerçekleştirilir. Bu ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin Hazine Müsteşarlığına iletilmesini takiben söz konusu ödeme karşılığı tutarlar Müsteşarlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanmak suretiyle hak sahibine ödenmek üzere Bankaya aktarılır. Konusu suç teşkil eden fiillerden kaynaklanan ödemeler hariç hak sahiplerine fazla ödeme yapıldığının tespiti halinde, bu tutarların tahsilinden vazgeçilerek terkin edilir ve ...Bankası Anonim Şirketi yönünden gerçekleşmiş ödemelere ilişkin tüm hak ve yükümlülükler kendiliğinden sona erer” şeklinde kurala yer verilmiş olmakla, tasarruf teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluk bu tarihten itibaren Hazine Müsteşarlığına geçmiştir.Davalı işyerinden getirtilen kayıtlardan davacının maaşından kesinti yapıldığı ve bu kesintinin ilgili yerlere yatırılmadığı sabittir. Ancak 31.12.2007 tarihi itibari ile 4853 sayılı yasanın Ek 1. maddesi uyarınca tasarruf teşvik hesaplarına dair tüm varlık ve yükümlülükler Hazineye devredilmiştir. Söz konusu alacak bu tarih itibari ile hazinenin sorumluluğundadır. Davalı Belediye ile SGK arasında uzlaşma bulunup bulunmadığı, uzlaşma varsa dava konusu alacağın uzlaşma kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan bilirkişinin hesaplama yaptığı miktar davalı belediye tarafından değil davacının ilk işvereni tarafından yatırılan miktardır. Oysa mahkemece yapılması gereken iş davalı belediyenin davacıdan yapması gereken işveren katkı payı ile birlikte tasarrufu teşvik kesintisi miktarının belirlenmesi, daha sonra da bunlara işlemesi gereken nemanın işin uzmanı ehil bir bilirkişiye hesaplatılarak belirlenmesi olup, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.Ayrıca kabule göre de ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği halde ıslah edilen miktara faiz yürütülmesi hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 26/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.