Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8260 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5785 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Gebze 2. İş MahkemesiTARİHİ: 19/04/2011NUMARASI: 2010/526-2011/219Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 05.06.2008 tarihli bildirim ile feshedildiğini bildirim tarihine göre davacını 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesi uyarınca 1 aylık sürede açılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davacının iş sözleşmesinin 05.06.2009 tarihli bildirimle önel verilerek feshedildiği davacının bu bildirimin bu tarihte yapılmadığını daha sonra yapıldığını kanıtlayamadığı buna göre davanın 1 aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2009/21779 E, 2010/15114 K sayılı 31.05.2010 günlü kararı ile özetle “Dosya içeriğine göre forman olarak davalı işyerinde çalışan davacını iş sözleşmesi 5.6.2008 tarihini taşıyan yazı ile 42 gün önel verilerek performans düşüklüğü sebebi ile feshedilmiştir. Fesih bildiriminde davacını imzası bulunmaktadır. Ancak İmza yanında tarih bulunmadığı için bu bildirimin yazının tanzim edildiği tarihte tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Diğer taraftan dosyaya sunulan ibranameye göre davacıya bildirim süresine ait ücret ödenmiştir. Bir taraftan fesih bildirimi ile önel verilmesi diğer taraftan bildirimin süresine ait ücretin ödenmesi çelişkidir. Fesih bildiriminin hangi tarihte yapıldığı araştırılmadan fesih bildirimi yazısı ile ibraname arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır” gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle varılan sonuç doğru değildir.Bozma sonrası yapılan yargılamada, davacıya ihbar tazminatının ödenmediği davacı vekilinin 10.02.2011 tarihli duruşma tutanağına geçen beyanından ve davacının 24.03.2011tarihli yemin içeriğinden anlaşılmaktadır. Böylelikle bildirim süresine ait ücret ödenmediğinden çelişki ortadan kalkmıştır. Bu durumda ispat yükü, fesih bildirim yazısındaki tarihin gerçek fesih tarihi olmadığını iddia eden davacı işçiye geçmiştir. Davacı işçi fesih bildiriminin 05.06.2008 tarihinden sonra yapıldığına ilişkin başkaca delil ibraz edilmediğine göre davacının işverene yemin teklif etme hakkı vardır. Mahkemece bu yön dikkate alınarak bildirim yazısındaki tarihin aksinin kanıtlanması bakımından davacıya davalı işverene yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak bu hakkın kullanılması halinde gerekli işlemler yerine getirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükü kendisine düşen davacıya re'sen yemin ettirilerek sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.O halde davalı işveren vekilinin bu yönleri amaçlayan temyizi itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.