MAHKEMESİ: Üsküdar 1. İş MahkemesiTARİHİ: 05/05/2010NUMARASI: 2009/632-2010/315Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, feshin haklı veya geçerli nedene dayanmadığını ileri sürerek davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, buna bağlı yasal haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, araç filo müdürü olarak çalışan davacının şirket araç kullanma prosedürünü muhtelif tarihlerde ciddi şekilde ihlal ettiğinin belirlendiğini, SOP'ye aykırı şekilde araç filo müdürlüğünün kendisine verdiği yetkiyi kötüye kullanarak kendisine birden fazla araç tahsis ettiğini, SOP'ye aykırı şekilde kendisine tahsis ettiği,henüz kilometresini ve senesini doldurmayan araçları usulüne aykırı olarak değiştirdiğini, SOP'ye aykırı şekilde 1,6 cc'lik araç kullanması gerekirken 2,00 cc'lik aracı filodan alarak kişisel amaçlarla geçici olarak kullandığını, tamamen kişisel ihtiyaçları için hafta sonuna rastlayan günlerde filodan kendisine tahsis edilen araçlar dışında araç alarak bunlarla ciddi kilometreler yaptığını, müdür sıfatıyla astlarına örnek olması gerekirken kuralları hiçe sayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketin kendisine duyduğu güveni zedelediğini, haklı nedenle bildirimsiz fesih hakkı doğduğu halde iyi niyetli davranılarak davacıya savunma imkanı tanındığını, davacının savunmasında açıklanması istenen olgular hakkında yeterli ve tatmin edici bir açıklama getiremediğini, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/2-e maddesi uyarınca feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının davranışlarının işverenin güvenini kötüye kullanacak nitelikte ve iş sözleşmesinin derhal feshini gerektirecek ağırlıkta olmadığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunadır.İş Kanunu’nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davalı işverence davacıya tebliğ edilen açıklama talep yazısında işyerinde uygulanmakta olan Standart Operasyon Prosedürü'ne aykırı şekilde kullanıldığı belirtilen araçların listesi ve bunların davacı tarafından ne şekilde prosedüre aykırı kullanıldığı ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Davacının araçların kullanımının prosedüre uygun olduğu, hangi aracı niçin kullandığının sistem kayıtlarından anlaşılabileceği, servis kayıtlarına bakılması gerektiği yönünde savunmalarının bulunduğu görülmektedir. Hal böyleyken mahkemece davacının yaptığı iş konusunda uzman, teknik kayıtları inceleyip değerlendirme yeterliliğine sahip bir bilirkişi marifetiyle işyerinde keşif yapılarak sistem ve servis kayıtları incelenmeden, davalının açıklama talep yazısında usulsüz kullanıldığı ileri sürülen araçların kullanımının işyerinde uygulanmakta olan Standart Operasyon Prosedürü'ne uygun olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Mahkemece işin uzmanı bir bilirkişi refakatiyle mahallinde keşif yapılmalı, bilirkişiden yukarıda açıklanan hususlara yönelik bir rapor alınmalı, deliller tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.HÜKÜM: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.