Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 743 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28349 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı şirkete bağlı olarak ... Bireysel Operasyonlar Tahsilat Bölümünde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ve 2011 yılı Kasım ayı prim alacağının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihtrtar tazminatları ile prim alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının tahsilat kayıtlarında usulsüzlük yapmak sureti ile haksız prim geliri elde ettiğini, doğruluk ve bağlılığa uymayan bu davranışı sebebi ile iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi gereğince haklı sebebe dayalı feshedildiğini, 2011 yılı Kasım ayı prim alacağından usulüz elde ettiği prim miktarının mahsup edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.Somut olayda, iş yerinde fatura tahsilat bölümünde görev yapmakta olan davacının, daha evvel ödeme yapmasını sağladığı bir kısım müşterinin sonraki aylara ilişkin borçlarını kendi insiyatifleri ile ödemelerine rağmen, ödemenin kendisi tarafından sağlandığı yönünde kayıt oluşturduğu, ayrıca tahsilat ekibinde olmayan özel müşteri temsilcilerinin gerçekleştirdikleri tahsilatları da kendisi gerçekleştirilmiş gibi sisteme kaydetmek sureti ile haksız prim elde ettiği ileri sürülerek iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.Davacı el yazısı ile düzenlediği 06.12.2011 tarihli yazılı savunmasında usulsüz işlemler gerçekleştirerek prim geliri elde ettiğini açıkça kabul etmiştir. Davacı yazılı savunmasının baskı altında alındığını tereddüde yer vermeyecek şekilde ispatlayamamıştır. Bu hususta beyanda bulunan şahit ile işveren arasında aynı konuda husumet bulunduğu ve tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.Davacının 2011 yılı Eylül ve Ekim aylarında gerçekte yapmadığı tahsilat sebebi ile prim ödemesinden yararlandığı mahkemenin de kabulündedir.Her nekadar mahkeme, ilgili tahsilat listelerin takım liderleri ve bölüm yöneticileri tarafından onaylanması sebebi ile davacının anılan eylemden sorumlu tutulmayacağını kabul etmiş ise de; tarafların ve şahitlerin ortak anlatımı ile tahsilata ilişkin bilgilerin otomasyon sistemine bizzat tahsilatı gerçekleştiren işçiler tarafından girildiği ve prim ödemesine esas alınan listelerin bu şekilde oluştuğu dosya kapsamı ile sabittir. Ekip liderlerin görevlerinin ise, listede belirtilen ödemelerin yapılıp yapılmadığı ve aynı tahsilata ilişkin birden fazla işçinin bildirime bulunup bulunmadığını denetlemekten ibaret olduğu, davacının savunması ve dava dilekçesi içeriğinde de anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan tahsilat listelerine takım liderlerinin onay vermiş olması, davacının doğruluk ve bağlılığa aykırı bu eylemin ortadan kaldırmaz.Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda kıdem ve ihbar tazminatı istemleri yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.3-Öte yandan kabule göre davacıya yapılan prim ödemelerin hesaplamaya esas ücret miktarına dahil edilmesinde isabetsizlik yoktur. Anca taraflar arasındaki iş sözleşmesinin Belirsiz Süreli Çağrı Üzerine Çalışmalı İş Sözleşmesi başlığı ile düzenlendiği davacıya işe çağrıldığı her saat için ücret ödemesi yapılacağının sözleşme içeriğinde açıkça belirtildiği görülmektedir. Davalı işveren tarafından ibraz edilen 2010 yılı Aralık - 2011 yılı Aralık ayları içerisindeki toplam onüç aylık döneme ilişkin ücret bordrolarının incelenmesinde ise davacının her ay çalıştığı toplam saat gösterilmek sureti ile ücret tahakkuk ettirildiği, aylık çalışma saatlerinin değişken olduğu ve çalışma süresinin toplam ikiyüzyirmibeş saatin altında kaldığı görülmektedir. Bu durumda aylık giydirilmiş ücrete dahil edilecek prim ödemesi miktarının davacının son bir yıllık çalışma süresinin aylık ortalaması bulunmak ve bunun son saat ücreti ile çarpılması sonucunda hesaplanması gerekirken aylık ikiyüzyirmibeş saatlik çalışma süresi üzerinden belirlenmesi de isabetsizdir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.