MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi AVUKAT ...DAVA : Davacı, uğranılan zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili kooperatifte muhasebeci olarak görev yaparken kooperatifte gerçekleştirilen teftiş incelemesi sonunda verilen 22.09.2006 tarih ve 3 sayılı raporda davalının zimmetine para geçirdiğinin tespit edildiği ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının tespit edilen zararın bir kısmını müvekkili kooperatife yatırdığını, bakiye alacak için ...Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ancak davanın sehven takipsiz kalması sebebiyle düştüğünü ve mahkeme tarafından açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalı hakkında ....Ceza Mahkemesinin 2007/267 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda davalı hakkında zimmet, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ceza hükmü verildiğini, ancak ... Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2007/41 esas sayılı dosyasında bilirkişi tarafından tespit edilen 26.991,35 TL müvekkili kooperatif zararının halen tahsil edilmediğini belirterek açılan davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin 26.991,35 TL bakiye zararının olay tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf esasa ilişkin cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Tazminat konusunda hüküm altına alınacak faiz, tazminat faizidir; yani borçlunun temerrüdü ile ilgili olmayan, tazminatı miktar bakımından tamamlamayı hedef tutan bir faizdir. Zararın tamamiyle karşılanmış olması için tazminatın, zararın meydana geldiği anda, zarara uğrayan kimseye ödenmiş olması gerekir. Tazminat geç ödenirse zarar tam olarak karşılanmış olmaz. Bu konudaki faiz, tazminatın geç ödenmesi yüzünden meydana gelmiş bir ek zararın karşılığıdır. Tazminat faizini temerrüt faizinden ayıran önemli bir yönde temerrüt faizinde ihtardan veya davadan önce borçlu mütemerrit duruma girmediği halde tazminat faizinde zararı yapanın, tazminatın ödenmesi gereken ve zararın doğduğu günden başlayarak ihtara gerek olmadan kendiliğinden temerrüde düşmesidir.Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olmakla, dava açıldığı tarihten geriye doğru hesap edilebilecek zamanaşımı süresi için istenebilir.Faiz alacağının ayrı bir davaya konu olmasını engelleyen bir kanun hükmüde yoktur. Faiz isteği, asıl alacağın bir bölümü olmadığından, ayrı bir alacak niteliğindedir.Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi (Yeni Türk Borçlar Kanunu 131. madde) hükmüne göre, evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve şartlardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile borcun fer’isi olan faiz, varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir. İhtirazi kayıt, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade bildirimi ile yapılır. Bu bildirim ifadan önce yada en geç ifanın ardından derhal yapılmalıdır. Ön şart ileri sürülmemişse ilişkin olduğu hakkın düşmüş sayılması, o haktan zımni olarak vazgeçilmiş olması esasına dayanır. İşlemiş faizleri talep hakkının saklı tutulduğuna ilişkin beyanla ilgili olarak kanunda bir şekil öngörülmemiştir. Asıl borç son bulduğu halde alacaklının, bu hakkını saklı tuttuğunu veya durumun şartlarından bunun anlaşıldığı ispatladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili alacak hakkı son bulmayacaktır.Somut olayda, davacının davalı kooparatifin muhasebecisi iken zimmetine para geçirdiği iddia edilmiş olup davalı tarafından teftiş raporunda belirtilen miktar kurum zararı olan 1.238,90 TL'yi 15.11.2006 tarihinde ... yatırıldığı, davacı tarafından söz konusu zarara ait faiz alacağı için dava açıldığı, davalı tarafından yapılan ödemeye karşı faiz alacağının saklı tutulup tutulmadığı yerel mahkemece araştırılmamıştır. Davacı tarafça davalıya ödemeden önce yada en geç ifanın ardından asıl alacağın faizi ile ödenmesine ilişkin ihtarname veya bir yazının gönderilip gönderilmediği araştırılmalı, gönderildiği anlaşılırsa mevcut duruma göre, gönderilmediği anlaşılırsa davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.