Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 717 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10532 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının davalı işyerinde çalışmaktayken işverence iş sözleşmesinin feshedildiğini, işçinin açtığı işe iade davasının kabul edildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, işverene yapılan usulüne uygun işe iade talebine rağmen işe başlatılmadığını belirterek müvekkilinin kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, zamanaşımı ve ödeme itirazlarında bulunarak davacının alt işveren işçisi olduğunu savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, kesinleşen işe iade davasının ardından süresinde başvuran işçinin işe başlatılmaması sebebiyle kıdem tazminatı talep etmeye hak kazandığı gerekçesiyle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak hüküm altına alınmıştır. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ??şe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. Kıdem tazminatı için faiz başlangıcı, işçinin işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi olmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden faiz yürütülmesi doğru olmaz. Dosya içeriğine göre, kesinleşen işe iade davasının ardından, işçinin işe başlatılma talebi, davalının evrak giriş kalemine 24.08.2007 tarihinde intikal etmiştir. Davacının işverence işe başlatılmadığı hususu uyuşmazlık dışıdır. Buna göre işverence sözleşmenin feshedildiği tarih, bir aylık süre sonunda işe başlatmama tarihi olan 24.09.2007’dir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu olan kıdem tazminatı tümüyle yanlış hesaplanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, kıdem tazminatının, belirtilen işe başlatmama tarihinde davacının alması gereken emsal ücret belirlenerek ve bu tarihteki kıdem tazminatı tavanı dikkate alınarak hesaplanması, faizin de bu tarihten itibaren yürütülmesi gerekir. Hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Açıklanan sebeple hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.