Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 711 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10526 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ... ..DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.03.2002-30.06.2010 tarihleri arasında pazarlamacı olarak çalıştığını, son aylık net ücretinin 2.500,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirim sürelerine uyulmaksızın feshedildiğini, hizmet süresi boyunca fazla mesai yaptırılarak, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatiller dahil çalıştırıldığını, ayrıca yıllık izinlerinin kullandırılmadığını belirterek müvekkilinin alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının kıdem ve ihbar tazminatının dava tarihinden önce banka hesabına yatırıldığını, işçinin eğitim ve vasıf gerektirmeyen bu işte kanuni asgari ücretle çalıştığını, diğer alacak iddialarının da yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, ihbar ve kıdem tazminatının işverence kısmen ödendiği dikkate alınarak bakiyesi hüküm altına alınmış, yargılama sırasında sunulan bilirkişi raporuna göre de diğer işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.Hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. 4857 sayılı Kanun'un 8 ve 37. maddelerinin işverene bu konuda bazı yükümlülükler yüklediği gözardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yüküne yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma hayatındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma şartları ve benzeri konularda kanuni güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir. İş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.Dosya içeriğine göre, davacı tarafından net 2.500,00 TL ücret aldığı iddia edilmiş, işveren asgari ücret aldığını savunmuştur. Davacı iddiası yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarınca doğrulanmıştır. Dosyaya sunulan asgari ücretten düzenlenmiş bordroların Nisan 2005 ayına kadar olanları imzalı, daha sonraki bordrolar ise imzasızdır. Bu tarihten sonra ücretlerin banka hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından asgari ücretten ve iddia edilen ücretten yapılan seçenekli hesaplama üzerine, mahkeme yüksek ücretten gerçekleştirilen hesaplamaya göre alacakları hüküm altına almıştır. Öncelikle işyerinde uygulanan ücret ödeme sistemi ve davacının yaptığı işin niteliği net olarak ortaya konulmalıdır. Banka ödeme kayıtları tekrar incelenmeli, gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek işyerinde prim ödemesi yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir. Mahkemece ayrıca davacının kıdemi ve yaptığı işe göre ilgili meslek kuruluşlarından ve yukarıda belirtilen mercilerden uyuşmazlık konusu dönemde alabileceği emsal ücret seviyesi usulüne uygun şekilde belirlenmeli ve dava konusu alacaklar buna göre hesaplatılmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Açıklanan sebeple hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.