MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.04.2003 tarihinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının iş sözleşmesinin sona erdiği 06.04.2010 tarihine kadar devam ettiğini, işverence fesih sebebi yapılan hatalı etiket barkot bilgilerinin yanlış basılması durumunun işçiden kaynaklanan bir hata olması durumunda bir sonraki kontrolde görevli diğer birimlerce düzeltilip engellenebileceğini, feshin haklı sebebe dayanmadığını belirterek müvekkilinin ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 05.04.2010 tarihinde şirketin ... Bölge Müdürlüğüne gelen e-posta ve akabinde ...Bölge Müdürlüklerinden sipariş sevkiyatları hakkında yapılan şikayet ve bildirimler üzerine davacı hakkında yapılan inceleme sonucu bazı ürünlere eksik gramaj bilgisi içeren etiketler bastığının barkot bilgileri ile içerdiği adetlerin birbirini tutmadığının ve bu şekilde üretimden çıkan ürünlerin müvekkil şirketin değişik bölgelerindeki depo ve dağıtım yerlerine sevk edildiğinin anlaşıldığını, altmış adet kolide yanlış işlem sebebi ile yaklaşık 4.719,60 TL. değerindeki 235,98 kg. taze küvet piliç naget ürünün kayıt dışı ürün olarak ortaya çıkmasına sebep olduğunu, davacının 07.04.2010 tarihinde sözlü ve yazılı savunmasının istenildiğini, savunmasında gramajları yanlış çıkarttığını kabul ettiğini, gönderilen ürünlerin geri getirilmesinin ürünlerin pazarlamasına engel olduğunu, müşterilere satış yapılamadığını, bu sebeple şirketin zarara uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, işverenin hatalı barkodlanan ürün ile barkodlanması gereken ürün farkını neye göre belirlendiği, iddia edildiği gibi altmış koli ürünün yanlış barkodlanıp barkodlanmadığı, bu hususta kurumun ne miktarda zarara uğradığı hususunu tutanak, fatura gibi resmi belgelerle ispatlaması gerekli olduğu, ancak bu hususta ne miktarda hatalı barkodlama yapıldığı konusunda resmi belge bulunmadığından yapılacak bilirkişi incelemesinin olayı aydınlatmayacağı ve davacının bir aylık ücreti tutarında zarara sebep olduğu hususunu ispatlamayacağı değerlendirilerek işverenin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle alacaklar hüküm altına alınmıştır. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. Dosya içeriğine göre, işyerinde tartı ve etiketleme bölümünde çalışmakta olan davacının iş sözleşmesi, bir takım ürünleri hatalı etiketlemesi üzerine işverenin zarara uğradığı gerekçesiyle feshedilmiştir. Fesih bildiriminde 4857 sayılı Kanun'un 25/ll-h maddesine de dayanılmıştır, ancak somut olayda bu maddede düzenlenen haklı fesih şartları gerçekleşmemiştir. Yukarıda açıklandığı şekilde aynı Kanun'un 25/ll-ı maddesinde yer alan düzenleme değerlendirildiğinde ise, davacı işçinin sevk edilen ürünlere hatalı barkot yapıştırdığı kendi kabulündedir. Uyuşmazlık konusu husus, hatalı sevkiyatın davacıdan mı kaynaklandığı, bu kişiyi denetleyen başka kişilerin de bulunduğu noktası ile işverence bir tespit yapılmadığından işçinin meydan verdiği zararın bir aylık ücretini aşıp aşmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargılama sırasında davalı tarafın talebine rağmen mahkemenin bilirkişi incelemesi yoluna gitmemesi hatalıdır. Zira işyerinde yapılan hatalı sevkiyat ve geri dönüşler belgelerle belirlenebilecek niteliktedir. İşverenin faaliyet alanında uzman veya meslek kuruluşlarında görevli bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak, işyerinde etiketleme ve sevkiyat işlemlerinin hangi aşamalardan oluştuğu, davacının yaptığı işin niteliği, kendisinden sonra kontrol aşamalarının neler olduğu, feshe sebep olan olayın ne şekilde cereyan ettiği, hatalı etiketle gönderilen ürünlerin akıbetinin ne olduğu, buna bağlı olarak işverenin zararının bulunup bulunmadığı, davacının oluşmuş ise işveren zararında kusurunun oranı belirlenmeli, ardından bu miktarın otuz günlük ücretini aşıp aşmadığı ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Açıklanan sebeple hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.