MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Taraflar arasındaki, boşta geçen süre, işe başlatmama tazminatı, fark ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.02.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, dört aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar, işe başlatmama tazminatı, fark ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacakları ödetilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 19.09.1988 tarihinden iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği 14.10.2008 tarihine kadar davalı şirkette en son CFO unvanı (mali işler müdürü) ile çalıştığını, davacı tarafın yargılamayı gerektiren işe iade davasının mali sonuçlarına ilişkin ilamsız icra takibi yapmış olması sebebiyle işe iade davasının mali sonuçlarına ilişkin tüm hesap kalemlerinin eksiksiz hesaplanarak ödendiğini ve fazlaya dair talep edilen alacağa itiraz edildiğini, davacı tarafın davasının hiçbir hukuki ve maddi dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. Gerekçe:Taraflar arasında, işe iade sonrasında, işverenin işçiyi işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinde davacının alması gereken ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu fesih tarihine göre işverence ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamada dikkate alınacak ücret, işe başlatılmadığı tarihteki son ücret olup, kıdem tazminatı tavanı da aynı tarihe göre belirlenmelidir. Somut olayda, davalı vekili, davacının fesih tarihi olan 14.10.2008 tarihinde CFO unvanıyla genel müdüre bağlı değil, arada ...’a bağlı olarak çalıştığını ve 2008/Ekim brüt ücretinin 21.317,00 TL olup, daha sonra doğrudan genel müdüre bağlı olarak çalışmaya başlayan yeni CFO'nun ise daha düşük ücretle 2008/Kasım'da brüt 20.525,00 TL ücretle işe başladığını, ayrıca yeni CFO'nun 2011/Kasım ayı ücretinin brüt 20.525,00 TL olduğunu ve arada geçen sürede ücretinde bir artış olmadığını savunmuştur. Davacının yerine aynı unvanla işe başlayan işçinin davacının işten ayrıldığı tarihteki ücretinden daha düşük ücret aldığı ve aynı işyerinde emsal alınabilecek başka da işçi bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dairemizin bozma ilamından önceki ilk kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aynı işyerinde çalışan unvanları farklı yöneticilere yapılan zam oranlarının ortalaması alınarak ve davacı talebi ile de bağlı kalınarak davacının ücretinde yüzde yirmidokuz oranında zam yapılması gerektiği kanaatiyle davacının işe başlatılmama tarihindeki ücreti hesaplanmıştır. Dairemizin 08.04.2014 tarihli kararı ile “...sözkonusu işçilere yapılan zam oranlarına bakıldığında, kimi işçinin hiç zam almadığı, kimi işçinin ise yüzde yüzoniki oranında zam aldığı görülmektedir. Davacının ise aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde zam alıp almayacağı, alacak ise oranı bilinmemektedir. Bu halde, tamamen varsayıma dayalı olarak zam oranı belirlenmesi hatalıdır. Bu durumda, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre, emsal ücretin davacının ilk fesih tarihi olan 14.10.2008 tarihinde aldığı ücretin üzerinde bulunması halinde, buna göre bir hesaplama yapılmalı, aksi takdirde davanın reddine karar verilmelidir.” şeklinde mahkemenin ilk kararı bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak, emsal ücret araştırması yapılmış ise de, emsal ücret tespit edilemediği anlaşılmıştır. Öte yandan, davacının iş sözleşmesinin ilk fesih tarihi ile davalı işverenin işçiyi işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi arasında yaklaşık üç yıllık bir zaman geçtiği görülmektedir. Bu halde, iş sözleşmesinin ilk fesih tarihi olan 14.10.2008 tarihinden geriye doğru son üç yıl içinde davacının aldığı ücret zamlarının ortalaması alınarak, davacının talebi de aşılmamak suretiyle, davacının işe başlatılmaması suretiyle gerçekleşen fesih tarihinde alması gereken ücret miktarı belirlenmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.