Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : İş MahkemesiDAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili, gece zammı, yemek yardımı, yıllık izin, sendikal izin, ulusal bayram ve genel tatil, ikramiye, fark ücret, ilave tediye ile kıdemli işçiliği teşvik primi ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı belediyeye ait işyerlerinde dönemler itibariyle su arıza biriminde, fırında ve en son Park ve Bahçeler Müdürlüğünde çalıştığını, fesihte ve çalışması boyunca bir kısım işçilik alacaklarının ödendiğini ileri sürerek, izin, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, gece çalışma zammı, yemek yardımı, sendikal izin, ikramiye, ilave tediye, fark ücret ve kıdemli işçiliği teşvik primi alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, zamanaşımı def'inde bulunmuş ve davacının ödenmeyen içilik alacağı kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdırSomut olayda, dosyada davalı vekili tarafından yargılama aşamasında sunulan 11.02.1992 tarihli ve 12.02.1992-26.02.1992 tarihleri arasında on iki gün için imzalı izin talep dilekçesi bulunduğu, ancak mahkemece bu belge üzerinde durulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı duruşmaya davet edilerek, anılan belgeye karşı diyecekleri ve bu belgeye istinaden izin kullanıp kullanmadığı hususları sorulmalı ve oluşacak sonuca göre davacının izin ücreti alacağı hakkında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve genel tatil alacağı ile gece çalışma zammına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Hafta tatili ve genel tatil alacakları bakımından da aynı ilkeler geçerlidir. Davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde “Saat 20:00-06:00 arasında yapılan çalışmalar gece çalışmalarıdır. Bu saatlerde çalıştırılan işçilere ücretleri %30 zamlı ödenir.” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; işçi imzasını içermeyen puantaj kayıtlarına itibar edilerek dava konusu fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve gece çalışma zammı alacaklarının reddedildiği anlaşılmaktadır. Ancak Dairemizin 2015/21590 esas, 2015/28556 karar sayılı dosyasında işçi imzasını içermeyen puantaj kayıtlarının yeniden değerlendirilmesinde; işçi imzasını içermeyen ve tek taraflı şekilde işverence düzenlenmiş olan puantaj kayıtlarına itibar edilmemesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. İmzasız puantaja göre dava konusu alacakların reddi isabetsiz ise de; davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi de mümkün değildir. Ancak somut dosya bakımından, davacının su arıza biriminde birlikte çalıştığı tanık Mehmet Yetik 'in açtığı davada dava konusu alacakların da aynı şekilde hesaplandığı; yine davacının fırında birlikte çalıştığı tanık Cengiz Göçer'in açtığı davada da dava konusu alacakların aynı şekilde hesaplandığı ve mahkemelerce verilen kararların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda tanıklar, beyanlarını Yargıtay incelemesinden de geçen mahkeme kararı ile doğrulamış olup; dava konusu alacaklar bakımından davacının fırında ve su arıza birimindeki çalışmaları yönünden tanık anlatımına göre yapılan hesaplamaya itibar edilmelidir. Davalının bir kamu kurumu olması sebebiyle imzasız bordroda tahakkuk ettirilen tutarlarının ödendiğinin peşinen kabulü de isabetli olmamıştır. Bu sebeple, tahakkuk içeren imzalı bordro dönemleri dışlanmalı, bordronun tahakkuk içermesi ancak imzasız olması halinde ise ödemenin banka kanalı ile yapıldığının tespiti halinde yapılan ödeme hesaplamadan mahsup edilmelidir. Bu yönler gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.