Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6937 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 31614 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi AVUKAT ... AVUKAT ...DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili davacının, davalı işverenle aralarında işçi-işveren ilişkisi dışında ticari bir ilişki olmadığını, işe alındığı gün davalının kendisini garantiye almak zorunda olduğunu belirterek müvekkilinden önce 200.000,00 TL sonra 100.000,00 TL olmak üzere işi bırakmayacağının garantisi olarak iki adet senet alındığını, bu kadar yüksek miktardaki bir parayı işverenin müvekkiline vermesinin mümkün olmadığını, senetlerin gerçek bir borç karşılığı verilmediğini, 09.07.2011 tarihinde iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından feshedildiğini, senetlerin kendisine iade edilmediğini belirterek borçlu olmadığının tespitini ve yüzde kırktan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı vekili, müvekkili davalı işverenin, davacı ile yakın arkadaş olduklarını, davacının zaman zaman ortağı olduğu şirketin çalıştırdığı otele gelerek şahsi borç istediğini, bir süre sonra aldığı paraların önemli miktara ulaşması üzerine ödeyemeyeceğini belirterek bono düzenlediğini, bilahare müvekkiline yardımcı olmak için otelde çalışmak istediğini ve borcunu da bu şekilde ödeyeceğini söylediğini, bunun üzerine işe alındığını, uzun süre çalışmadığını, senetlerin borcuna karşılık davacı tarafından müvekkiline verildiğini, davacının müvekkiline borcunu ödemediği için icra takibi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, icra takibine konu kambiyo senedinin teminat senedi olup olmadığı tartışmalıdır. Davacı, davalının işe girerken kendisinden işi bırakmayacağının garantisi olarak iki adet senet aldığını, bu senetlerin gerçek bir borç karşılığı verilmediğini, iş sözleşmenin işveren tarafından feshedilmesi üzerine istediği halde senetlerin iade edilmediği gibi 200.000,00 TL bedelli senede dayanılarak yapılan icra takibinin haksız olduğunu ileri sürmüştür. ./.. -2-Davalı ise davacı ile aralarında arkadaşlık ilişkisi olduğunu, kendisinden sık sık borç para aldığını, bir süre sonra borcun önemli miktarlara ulaşması üzerine ödeyemeyeceğini belirterek bono verdiğini, bilahare yardım etmek için otelde çalışmak istediğini ve borcunu bu şekilde ödeyeceğini söylemesi üzerine işe alındığını ancak kısa bir süre sonra iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, borcunu ödememesi sebebiyle icra takibi yapıldığını savunmuştur.Somut olayda, davalı davacının kendisinden zaman zaman borç aldığını ve buna mukabil kendisine takibe konu kambiyo senedini verdiğini savunmuş ise de borcunu ödemekten sürekli olarak imtina eden bir kimseye uzun bir süre borç verilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, senedin davacıdan işe girerken teminat maksatlı alındığının kabulü dosya kapsamına uygun düşecektir. Hal böyle olmakla; davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.