MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davacının, 01.02.2008 tarihinde halkla ilişkiler sorumlusu olarak davalı belediyede işe başladığını, aylık net 1.500,00 TL ücretle çalıştığını, 2010 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları ücretlerinin ödenmediğini, 30.12.2010 tarihinde hiçbir sebep ve gerekçe gösterilmeden iş sözleşmesinin feshedildiğini, hiçbir hakkının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı ... vekili, davacının kurum çalışanı olmadığını, belediye taşeronu ... çalışanı olduğunu belirterek, davanın husumetten reddini talep etmiştir.Diğer davalı ... vekili; Davacının 01.11.2009 tarihinde işe girdiğini, asgari ücretle belediyede beyaz masada çalışarak 04.01.2011 tarihinde işten ayrıldığını, 15 günlük ücret alacağı olduğunu savunmuştur.Mahkemece, davacının, davalı belediyeye ait işyerinde altişverenelerin işçisi olarak 29.02.2008-30.12.2010 tarihleri arasında 1.500,00 TL ücretle çalıştığı, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti ve ücret alacağı bulunduğu, fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatillerde çalıştığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı kanuni süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, çalışma süresinin doğru belirlenip belirlenmediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda, mahkemece, işyerinde düzenlenen haftalık 3-4 organizasyon nedeniyle, davacının, haftanın üç günü 08.00-17.00 (9 saat-1 saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle, haftada 3 gün = 24 saat), haftanın iki günü 08.00-21.00 (13 saat-2 saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle, haftada 2 gün = 22saat) çalıştığı, ayda iki Cumartesi 09.00-15.00 (6 saat-0,5 saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle ayda 2 gün = 11 saat) çalıştığı, haftada, (22 saat+24 saat+11 saat/4 Hafta = 46+3 = 49 saat çalışma-45 saat normal çalışma = 4 saat) fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davalı tanığı, yaz aylarında 3-4 kez organizasyon yapıldığını beyan etmiştir. Davalı asıl işverenin kamu kurumu olduğu dikkate alındığında, çalışma süresi içinde kaç defa organizasyon yapıldığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.Öte yandan, davacının, ... Kurumu kayıtlarına göre, ... ve ... sicil nolu ...'de 29.02.2008-31.12.2008 tarihleri arasında, ... sicil nolu ...'de 07.07.2009-30.09.2009 tarihleri arasında, ... sicil nolu davalı ...'a ait işyerinde 01.11.2009-04.01.2011 tarihleri arasında çalıştığı, çalışmalarının kesintili olduğu görülmektedir. Mahkemece, davacının 29.02.2008-04.01.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir. Davacının çalıştığını iddia ettiği tarihler arasında, üç ayrı işyerinde çalışması vardır. Bu işverenlerden sadece son işveren davalı ile asıl işveren belediye arasındaki hizmet alım sözleşmesi dosyaya sunulmuştur. Davalı ... haricindeki, diğer işverenler ile davalı ... arasındaki hizmet alım sözleşmeleri getirtilerek, davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi ve çalışma süresinin kesintili olup olmadığının tesbiti yönünden, tanıkların ... Kurumu kayıtları ve hizmet alım sözleşmelerinin süreleri birlikte değerlendirilerek,sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.