Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 625 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21230 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Taraflar arasındaki, ücret alacağnın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı şirkete ait hastane iş yerinde genel cerrahi uzmanı olarak belirli süreli sözleşme ile çalıştığı 18.06.2007-18.06.2009 tarihleri arasındaki aylık 5.000,00 TL ücretle çalıştığı döneme ilişkin sözleşmeden kaynaklanan ve ödenmeyen alacakları ile yine 11.04.2011 başlangıç tarihli iş sözleşmesine dayalı 1.500,00 TL ücretle çalıştığı döneme ilişkin ödenen 4.622,00 TL'nin mahsubu ile kalan alacakları olan toplam 133.378,00 TL ücret alacağının tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.4857 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanunla değişik 32. maddesinde, “çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye ... Bakanlığı, ... Bakanlığı ve ... Müsteşarlığından sorumlu ... Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli şartların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır. Somut olayda, davalı tarafından yargılama sırasında ve temyiz dilekçesi ekinde dokuz adet serbest meslek makbuzu ibraz edilmiştir. Davacı tarafından davalı adına düzenlenen bu makbuzlarda değişik miktarlarda ödemeler yer almakta olup, toplam 23.344,10 TL ödeme yapıldığı ve bir kısmında “hekim bedeli” yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Ödeme itirazı, hakkı ortadan kaldırabilecek nitelikte olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu durumda, davalının ödeme savunması üzerinde durulmalı, davacı tarafın söz konusu makbuzlara karşı beyanları alınarak, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.