Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6131 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29875 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVACIKARŞI DAVALI : ..DAVALIKARŞI DAVACI : ... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...DAVA : Davacı, maddi ve manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine, karşı davacı ise ücret alacağı ile manevi tazminat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, her iki davayı kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı-karşı davalı vekili, davalının davacı şirkete ait işyerinde 09.07.2010 tarihinde sorumlu yönetici sıfatıyla gıda mühendisi olarak çalışmaya başladığını, işçinin ardı ardına iki gününden fazla devamsızlığı olduğunu, şirket müşterilerine göndermiş olduğu gerçek dışı iftira içeren e-postalar ve şirket içinde dolapta bulunan evrakı izinsiz şekilde alıp şirket dışına çıkarması sebebiyle iş sözleşmesinin işverenlik tarafından 09.08.2010 günlü ihtarname ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e ve g bentleri gereği haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminatlarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, işyerinde yapılan üretimle ilgili davalının gıda mühendisi ve sorumlu yönetici sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunu, davalı işe başladıktan sonra işyerinin üretim ve hijyen şartlarına uymadığını ve müşterilerle yaptığı anlaşmalara aykırı olarak eksik ve içeriği farklı malzeme kullandığını tespit ettiğini, davalının bu konuda işyerine rapor sunması üzerine tepki aldığını, işyeri hakkında hijyen şartlarına uyulmadığı yönünde kamu görevlilerince tutanak tanzim edildiğini, insan sağlığının korunması yönünde gerekli şartlara uyulmasına ilişkin davalının uyarısından rahatsız olan davacı şirketin davalı işçinin iş sözleşmesini haksız şekilde feshettiğini, davalıya atfedilen evrak hırsızlığı iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, ödenmeyen maaş alacağı ile manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı-karşı davalı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile maddi tazminata; davalı-karşı davacının davasının kısmen kabulü ile de ücret alacağına hükmedilmiş, manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.Hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından açılan tazminat davasında iş mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.Dosya içeriğine göre, davalının davacı şirkete ait işyerinde sorumlu yönetici sıfatıyla gıda mühendisi olarak bir ay süreyle çalıştığı, iş sözleşmesinin davacı şirket tarafından feshedilmesi üzerine davalının, davacı şirketin üretim ve hijyen şartlarına uymadığı, müşterilerle yaptığı anlaşmalara aykırı olarak eksik ve içeriği farklı malzeme kullandığı yönünde e-postalar gönderdiği, söz konusu e-postaları alan firmaların şirketle anlaşmasını sona erdirdiği, dolayısıyla şirketin kazanç kaybına uğradığı gerekçesiyle davacının maddi-manevi tazminat davası açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar şirketin açtığı bu davaya karşılık, davalı işçi işçilik alacaklarına dair dava açmışsa da şirket tarafından açılan maddi-manevi tazminat talebine dair davada görevli mahkeme genel mahkemedir; nitekim davalı işçi attığı e-postalarda bir gıda mühendisi olarak bunlara razı olmadığı için işine son verildiğini belirtmiş, bu itibarla şirket müşterilerine şirketle bir bağı kalmadığını belirterek şirket hakkında bir takım iddialarda bulunmuştur. Artık aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmayan tarafların iddialarının tartışılacağı tazminat davasında iş mahkemelerinin görevli olmadığı sabittir. Mahkemece, dava dosyalarının tefrik edilerek dava dilekçesinin usulden reddi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.