Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5911 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34354 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/09/2014DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalı ya ait şirkette 07.03.2008-24.10.2013 tarihleri arasında çalıştığını iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem, ihbar tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, üst düzey yönetici olması nedeni ile kendi çalışma saatlerini belirlediği beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık iş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.Somut olayda, davalı işyerinde gıda dışı departman şefi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi 03.01.2011 tarihinde 599,00 TL ye satın aldığı cep telefonunu, arızalı olduğuna dair teknik servis raporu olmadan daha önce aynı işyerinde çalışan eşi Hatice Han adına müşteri hizmetleri takım liderine iade ettiği ve yerine 10.10.2013 tarihinde 1679,00 TL değerinde bir başka telefon aldığı gerekçesi ile haklı sebeple feshedilmiştir. Davacı olaya ilişkin savunmasında ürünün iade sürecinin 21.10.2013 tarihinde dolacağını, ürünün servise gönderilmesi durumunda iade süresi aşılacağından problem olmayacağını düşünerek insiyatif kullandığını belirtmiştir. Dosya içeriğinde bulunan faturalar, davacının yazılı savunması içeriği, davacı şahitleninin anlatımları ve tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının ürün iadesi için teknik servis raporu zorunlu iken, eşine ait cep telefonunu bu yönde bir rapor almadan iadesini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından yapılan feshin haklı sebebe dayandığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusundadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.Somut olayda, davacı şahitlerinin anlatımları, iş sözleşmesinde aylık ücrete fazla mesai ücretinin dahil olduğu yönündeki düzenleme, kanuni ara dinlenme süreleri de değerlendirildiğinde davacının fazla mesai ücret alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Anılan isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.