Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 572 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 32504 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, ücret ile hafta tatili ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait çiftlikte ekim, dikim, mandırada hayvan bakımı, yemek, temizlik gibi ev işlerini yaptığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem - ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacı ile aralarında çalışma ilişkisi bulunmadığını, dava dışı ... ve ailesi ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine göre öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun .... maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun'un uygulanacağı belirtilmiştir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun .... maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.İş Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.Anılan Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde ise, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz, düzenlemesine yer verilmiştir. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanunu'nun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir.Somut olayda, davacı davalıya ait çiftlikte ekim, dikim, mandırada hayvan bakımı, yemek, temizlik gibi ev işlerini yaptığını belirterek işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davayı açmıştır. Davalı taraf ise davacı ile aralarında çalışma ilişkisi bulunmadığını, dava dışı ... ve davalı arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda davalının mandıradaki evin kullanımı ve büyükbaş hayvanlarını sermaye olarak koyduğu, ... ve ailesinin ise büyük ve küçükbaş hayvanları ile tüm hayvanların birkısım bakım yükümlülüğünü üstlendiğini, hayvanlar satılınca ortaklık ilişkisinin son bulduğunu savunmuştur. Bu mandırada davacıyı çalıştıranın ise davalı değil ... ve ailesi olduğunu beyan etmiştir.Mahkemece görev konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın yargılamaya devam edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine göre, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen çalışması bulunmamaktadır. Ayrıca davalı tanıklarının beyanına ilişkin olduğu gerekçesi ile temin edilen talimat duruşması tutanaklarının dava dışı ...'ın dosyasına ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı tanıklarının beyanına ilişkin talimat evrakları temin edilmeli, gerekirse davacı ve davalı tanıklarının beyanları yeniden tespit edilerek davacının çalışmasının yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde tarım yada ev işleri kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkemenin görevi noktasında bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.