MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin 01.09.2004 tarihinde, "..." okullarında matematik öğretmeni olarak çalışmaya başladığını, 2004-2005 öğretim yılı sonunda, söz konusu okulların davalı tarafından devralınması üzerine, müvekkilinin davalının işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, devir tarihi itibariyle ödenmemiş 6.720,00 TL ücret alacağının bulunduğunu, bu tutarın 1.720,00 TL'sinin ödendiğini, bakiye 5.000,00 TL'sinin ise ödenmediğini, iş yeri devri sebebiyle ödenmemiş ücret alacağından davalının sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilmesine rağmen kıdem tazminatının da ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili işverenin "..." okullarını devralmadığını, bahsi geçen okulların kapanmasının ardından, okul bünyesindeki öğretmenlerin açıkça kaldığını, müvekkilinin de kendi okullarında öğretmen ihtiyacı olduğundan, bahsi geçen okulda çalışan öğretmenlerin yapılan sözleşmelerle işe başlatıldığını, davacının da 01.09.2005 tarihinden itibaren müvekkiline ait okulda çalışmaya başladığını, iş yeri devri veya sair bir ilişki bulunmadığından davacının dava dışı şirketten olan ücret alacağından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkiline ait iş yerinde geçen çalışmasıyla ilgili ise, hak kazandığı işçilik alacaklarının ödendiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ve dava dışı ... ile davalı işveren arasında işyeri devri veya sair bir ilişki bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Anayasanın 141. maddesinde, her türlü yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan kanuni düzenlemede hakimin, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm delilleri toplaması, tartışması, bu delillerden hangilerine değer vermediğini, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.Somut olayda, mahkemece, kıdem tazminatı alacağı talebinin reddine karar verilmesine rağmen, hükümde bu talep hakkındaki uyuşmazlıkla ilgili taraf delilleri tartışılmayarak herhangi bir değerlendirme yapılmamış; varılan sonuçta hangi delillere neden üstünlük tanındığı açıklanmamış, kısacası karar gerekçesine yer verilmemiştir. Bu durum, Anayasanın 141. maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 297. maddesi amir hükümlerine aykırı olup, bozma sebebidir. Ücret alacağına yönelik talep bakımından ise, işyeri devrinin kanıtlanmadığı kabul edilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dava dışı ... ile davalı işveren arasında iş yeri devri veya sair bir ilişkinin bulunup bulunmadığı hakkında araştırma genişletilerek;Öncelikle, ilgili ... Müdürlüğü'nden, davalı işveren ve dava dışı şirket tarafından işletilen okulların adresleri sorularak, davacının ... işçisi olarak çalıştığı dönemde görev yaptığı okul ile davalı işveren işçisi olarak çalıştığı dönemde görev yaptığı okulun aynı adreste olup olmadığı belirlenmeli; davacının, dava dışı şirket ve davalı nezdindeki çalışmasına ilişkin tüm sözleşmeler; varsa okul devrine ilişkin tüm bilgi ve belgeler istenilmelidir. Dava dışı ...'den, davacının iş yeri şahsi sicil dosyası, iş sözleşmesi, ücret bordroları, varsa feshe ilişkin tüm kayıtlar ile sair özlük belgeleri istenilmelidir. ... Kurumu'ndan, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çalıştığı her iki iş yerinin ayrıntılı iş yeri tescil belgeleri ( işyeri açma, kapama ve varsa devir bildirgeleriyle birlikte) istenilmeli, söz konusu belgeler incelenmelidir. Ayrıca, iddia olunan devir tarihinden önceki ve sonraki aylara ilişkin iş yeri dönem bordroları celp edilerek, iki iş yeri arasındaki işçi hareketleri değerlendirilmelidir.Davalı şirketin ticaret sicili kayıtları ile davalı Vakfın ve iktisadi işletmesinin tescil kayıtları ilgili makamlardan celp edilerek dosya kapsamına alınmalıdır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin temyiz incelemesinden geçen, ... İş Mahkemesi'nin 2010/31 esas ve 2010/271 karar; Bakırköy 13. İş Mahkemesi'nin 2007/475 esas ve 2009/465 karar; ... İş Mahkemesi'nin 2007/726 esas ve 2010/ 399 karar; ... İş Mahkemesi'nin 2007/725 esas ve 2010/398 karar sayılı dava dosyaları celp edilerek, içerikleri incelenmelidir.Belirtili yönlerden yapılacak araştırma neticesinde, tüm dosya kapsamı yeniden değerlendirmeye tabi tutularak, dava dışı şirket ile davalı arasında işyeri devri veya sair bir ilişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve neticeye göre bir karar verilmelidir. Anılan sebeplerle, kıdem tazminatı talebi bakımından, Anayasa'nın 141. maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 297. maddesi amir hükümlerine aykırı şekilde karar verilmesi; ücret alacağına yönelik talep bakımından ise eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.